31 Aralık 2016 Cumartesi

2016-2017

2 yüz gördük, biri kara diğeri ondan kara. 
0'dan çıktı tüm mesele, ne varsa ne yoksa. 
1'likti ümidimiz heyecanımız ama oldu günler kap kara
6'ta olan bir gün üste, devr-i daim olur üstten alta. 

2'si bir arada olmaz, seversen ikisini de; "dünya ile ukba"
0'lamak gerek birini gönülden. Sil onu, ona meyil varsa.  
1 kalpte çok sevgi olsun, hiç birşey olmasın sevgiden başka. 
7'diler kırklar bu yılın mihmandarı olsun, yıl yol olsun kabuslara

24 Aralık 2016 Cumartesi

Sabr-ı muhteşem

Estağfiruke ya ilahi; isyan ne haddimize. Katlamak düştü ise kaderimize. 
Sabırla kurtulmayı beklerken, vakit dua vaktidir der. Dualar ederiz kaderimize. 

Sen çok sabırlısın Allahım. Zalim zülmünü yaparken, seni seven kullarının üzerine 
Aşikarken tüm küfürlü tezahürat her yerde. Nizamını bozarlarken yeryüzünde. 
Büyüklüğün varken, bu zülümler isyan eder, imkansızı mümkün kılan kudretine 
Üstünlüğün tartışılmaz hiç biryerde. Mühlet üstüne mühlet verirsin herkese. 
Rızanı kazandıracak bir amel ile sabrın sonunda tüm isyanı da affeder herkese. 

Reşid-i istikamet

Eyleme bizi naçar, ayırma istikametli güzergahından. Seni bildik sana yöneldik. 
Rızanı kazanma içinde can hıraş olduk sandık. Ne yaptık ne ettik bilemedik 

Reşid sensin. Dua dua yöneldik sana. Kabul ederim dua edin dedin dua ettik. 
Ellerimizi boş çevirme ya Rab. Gördük ki; çile var. Nerede hata ettik bilemedik. 
Şan-ı yücenin rızasıdır dedik istikametten ayrılmadık. Rabbimizsin dedik sabrettik. 
İyileri sen bilirsin. Zalimlerde senin kulların.  Zülmü bitir Allahım onları yap şaşırtık. 
Devam ederse eğer bu zülüm, takatimiz kalmazsa bedende, iki cihanda bittik. 

16 Aralık 2016 Cuma

Sahip-i mahlukat

Es-sebeb-ül kelfaildir amenna, hakikat-i aşina olsa bile mülkün sahibi bilinmelidir. 
Levlake olsaydı eğer, var olurmuydu kevn-ü mekan, cümlesi alem-i nizamdır.

Varlık onun, mekan onun, zaman onun. Hüküm onun, Hikmet onunla birdir. 
Arştan ferşe cümle alemin kudretli sahibi; ancak seninle hikmet-i mahluk bilinir. 
Rızaya olan arzular seninle ancak olur. Sen zevk-u zihinde olmazsan hiçtir. 
İmkansızı istemek de ne demek? İmkansız yoktur sende. Bu kudrettir. 
Sınırsız sırları bir şekilde hikmeti serdedensin. Tüm varlık sırlı mahlukatındır. 

Beka-i Mutlak

En güçlü sensin. Senin güç verdiklerin güçlüdür. Kim kendine güvenirse, 
Lüzumsuz fani bir şeye güvenir. Sonsuz kudret gönül, olur, ancak O isterse.

Baki olan nihayeti görendir. Nihayetsiz olan baki-i mutlak hakimdir tüm devre. 
Aşk-ı mutlak kula, kuldan mı gelir sanırsın be ahmak. Sevda vardır bir Baki'ye 
Kalksak da kalsak da, vardır içimizde bir beka hevesi. Sen dilersen olur elbette 
İman ettin sana, verirsin diye, dilendik senden olmayacak duayı bile 

Bidayet

Ezeli var olan yüceler yücesi Allahım, aciz nakıs, nisyan ile malul kulunu halkettin,
Leyle-i nehar, esved ile beyaz, melek ve şeytan gibi; aslını da, zıttını da yarattın. 

Bidayetinde var ettiğin ruhlar alemini. Vakti gelince birer birer ceset giydirdin. 
Eşsiz bir imtihana girdi insanlık birer birer. Diğer tüm mahlukatı hizmetine verdin. 
Değerlendirip hakkını verdiyse eğer kulların cenneti, cemalullahı vaad ettin. 
İnamanla şeref bulsun bu naciz kulların, isteriz sonsuzu. Ümidimizdir verişin. 

Hidayet

Eğer istersen kim seni inkar eder? Hidayete erdiren, senden başka kim var?
Layık olmak başka, sırrı imtihan başkadır. Sırat-ı müstakim de imtihan da var. 

Hayırlı amellerin menşei senden gelir. Şerre meyletmek nefiste var. 
Allahım hidayetine mazhariyetten ayırma, istikametine sonsuz arzumuz var. 
Dilersen küfrün adı anılmaz. Tebliğin tadı olmaz. Sen dedin hidayette lezzet var. 
İster inanın, erin hidayete!.. ister inkar edin. Cennet de var, cehennem de var. 

Şua

Eşsizliktir numune-i hilkat bu kainatta. Zıddını bilirsen farkedersin. 
Ne varsa görülen karanlığın bir derece tonudur ki; nur onu göstersin. 

Nur içinde olan nur saçar. Nursuz olan ondan kaçar. Sen Nur'u bilesin. 
Uğrunda ne canlar hak-ile yeksan olur. Yeter ki, Onun adı her yerde bilinsin 
Rızasını kazanmak için ne yapılsa azdır. Nur'u gören herkes onu bilsin, 

15 Aralık 2016 Perşembe

Halk-ı Nafi

En hoş mahlukatın sanatkarı, hiç rastgele boş bir nokta bırakır mı eserinde 
Nasıl eserlerinde mükemmellik varsa, hiç sual olur mu? Onun hikmetinde

Nicesini halkeder O. Nice şerli işler olur, şerefli menfaatli şeyler onun sayesinde. 
Azim kudretin sonsuz hikmetin sahibi; sevindir bizi hep sevdiklerinle. 
Fani hayat yolculuğunda, bizi; her daim  rızanı, kazanan kullarından eyle
İyileri yaratansın. Emrini kitap-ı ahkamında bildirdin. Bizi zorlukla imtihan eyleme 

14 Aralık 2016 Çarşamba

Zıddıyla Halk

Etkisiyle ne ister zarar ister kar al... her ikisini de zıddıyla halk eden. 
Denge kainatın ifadesi, onunla gece karanlığı, gündüz aydınlığı bulur bir an. 

Dengesiz ortamda huzur bulunur mu? Meleklerle olur günahsız mekan. 
Arzın ahengi aramaktır hikmeti. Bulup ona ram olmaktır. Sen onun rızasını kazan. 
Rast giderse kader kazanırım deme, sende sırrı alman için vardır cüz-i iraden. 
Riskin hikayesi ortaya çıkar. Dehrin derin hadiselerindeki herbir zıttan. 

9 Aralık 2016 Cuma

Sedd-i Hafiz

Esrarengiz korumanın kuralı olmaz. Hiç umulmayan anda bilinmeyen bir mani. 
Lüzumsuz zannetme sakın hiç bir mahlukatı, olur onun da onurlu işi. 

Maksat muhabbet etmekse yüce Allah'a, şikayet etmemek gerekir hiçbir engeli. 
Allah'ın rızası olursa bir işte, kapıları açar birer birer. Hikmeti olur, varsa bir mani. 
Nice maniler vardır, zannedilir ki engel. Halbuki ahirinde görülür onun hikmeti. 
İntizamı zannetmeyelim güzel gidişatın sonu. Berbat gidişatın da olur nizami. 

Ni'met-i Zengin

Eşsiz nimetlerinden kullarına hesapsız ihsan eden ey Halık- ı külli şey. 
Lütfeyle engin rahmetinle, ud'uni estacibleküm diyorsun, duamız hiç birşey. 

Mahlukatın ihtiyacını karşılayan sensin istemeden bile verensin. Biz ki bir birey. 
Uzun ince yol var bir ömür boyunca, binbir sıkıntı binbir arzu içiçe epey 
Ganiy-i mutlaksın, verirsin herşeyi, muhtacız herşeye, yoksa olmaz mı herşey. 
Neden olmasın Gani sensin, geda biziz. İstemeyi sen verdin. Biz istedik herşey. 
İstersen ondurur, istersen oldurur, istersen öldürürsün. Elindedir herşey. 

Zengin

Elhamdulillah derse kişi ziyadeleşir nimeti. Ganiyi mutlak verdikçe verir
Lütfeden Rezzak-ı hakimdir. İhsanının haddi hesabı olmaz O Gani'dir. 

Gayretullah en yüce hakikat. Ona ulaşırsa dualar elbet müstecab olacaktir. 
Allahım aciziz, muhtacız, gedayız, ümitvarız. Sen Ganiyy'sindir. 
Nice varlıklı kişilerin, varlıkları bir hiçtir. Hiç bir şeyi olmayanin duasıdır. 
İnanırlar onlar Ganiyy-i mutlaka, ihsanının zenginliğinden emindir. 
Yârin yanlız bırakır mı seni maşuksan ona eğer? Yoklukta da sahip çıkar.  
Yarın kavuşma vaktinde ganilerden eyle Allahım bugün biz ki; gedalardır. 

Cami-i Mahkûkat

Ezelden nasıl yaratıldıysa mahlukat. Sonradan yaratılması da mukadder
Lahza başıboş kişi hiçbir an, zannetse de kendisi başıboş. O her an kontrol eder. 

Cemiyet hayatının parçasıdır. Kulun kula ihtiyaçı vardır. Biri diğerine ihsan eder. 
Amansız kargaşa, hayatı zorlaştıran zülüm varsa. İşte o an Hak medet eder. 
Mazlumumin, mağduriyeti ayyuka çıkması, halin gibi günahın da cem'idir. 
İnanırsa insan Cami'nin hikmetine; fani alemde ne ızdırap ne de çile çeker. 

8 Aralık 2016 Perşembe

Hakkın Tevzi'i

En iyi sen bilirsin el müntakim. Zalim var mazlum var. Ortada bir hak var. 
Lütfedersen eğer bir kuluna, fani dünyada bile verirsin hakkını. Olmaz dünyası dar. 

Mazlum olmak kutsaldır. Zalim olmak ne ki? Sen mühlet verirsin dersin zaman var. 
Uyanır bir gün herkes zülüm ile abad olan hükümranlıktan. Geriye bakar elde ne var. 
Kastı ne ise kişinin, karşılığını alır elbet kim ne ettiyse, fani ve baki hayat var
Sabır gerekir mazluma, çetindir direnmek zalime, sabrederse ona mükafatı bol olur. 
İyiler çile çeker. Çile çekenlerde, çetin çelikten çekinmez yürekli canlar var 
Tahammül zor Allahım sen inayet eyle mazluma! Zalimin şiddetli zülmü var. 

4 Aralık 2016 Pazar

Zül Celal

Zatıyla; rahmeti, merhameti, avfı, selameti kuşatmıştır heryeri. 
Üstüne galip gelecek kim olabilir, alanda O, verende O herşeyi. 
Lehinedir her zaman mahlukatının. Mahlûkat bilmez kendine lütfedeni. 

Celaliyle hükmettiği ahkamını bilirse abd, huzura kavuşur cümlesi. 
Evvel emirde yazdı kaderi alın yazısına birde cüz-i iradeyi verdi. 
Lazım oldu kula doğru karar vermesi, çünkü kazanmaktı cenneti. 
Aşikarken bütün herşey, eğer cüz-i iradeyle bulmazsa istikameti. 
Lüzumsuz amellerle heba edilmiş ömür nasıl bulur hayat-ı bakiyi. 
İnanmak, iman etmek, emrettiği ile amel etmek, açar ihsanın kapısını 

Vasfeyliyeyim onun yüceliğini. Yücelik onun en önemli şiarı. 
Ezelidir onun yaratıcı kudreti, ebedi kalacaktır onun ihsanı
Lisan-ı haliyle halkedilmiş tüm mahlukat, hep ümit eder ihsanını

İzzetli olan lütfeder oldukça. En izzetli olan en fazla verir ihsanı. 
Kerim olan, ikram sahibidir. En Kerim sonsuz verir ikramını. 
Rahman'ın merhameti kuşatır herkesi. Ayırt etmez mü'min ile küffarı 
Allahım sen ne yücesin ki; isyan eder, küfreder ama sen kesmezsin ihsanı 
Mazlum olur, mağdur olur. Ayırmazsın kimseyi yapmazsın öncelikli. 

Melik-ü Külliyet

Mal, mülk, evlad-ı iyal her ne varsa bu fani dünyada zannetme ki senindir. 
Aklını başına topla! neyin varsa bu alemde  gelir geçer. Bir gün gelir bir gün gider. 
Lüzumsuz yere alma hakketmediğini. Hesabı sorulur elbette birer birer
İsterse gönül hepsini birden, gel vazgeç bundan. Kalmaz sende, burası fanidir. 
Kaç kişi kaldı bu gelip geçici alemde? Sor onlara; seninle yanında ne kalır, ne gider 
Üzülme varlık onun, gerisi hep yalan. O dilerse istemediğin kadar verir. 
Layık ol sahip-ül malik-ül mülke. Aksatma ne derse, O mülkü sana sahip eder. 

Mecaz yoktur. Hakikat vardır. Hakkıyla kul ol! Bak nice çok varlık senindir. 
Ümitvar ol! Dünyada, ahirete onundur. Onun mülkü hem yer hem de göktür. 
Lisan-ı halinle yönelirken yüce Allah'a, var olsun daima dua dua yakarışlar. 
Kesinlikle ümidimizle inancımız tamdır. Ona olan arz-ı İhtiyacımız sonsuzdur. 

Şefkat-ü Rahmet

Eşsiz merhametiyle kulların sığınağı olan ey yüceler yücesi, 
Rahman sensin, sevdikçe sever, sevdiğini edersin kulların abisi. 

Rahim sensin, abdine merhamet eder, edersin bolluk sahibi. 
Allah'a emanet olan hakiki kullar, olur onun şefkatinin sahibi. 
Ukbada ümitvarız, saracaktır bu günahkar kulları onun kuşatıcı şevkati. 
Fanilik mutlak gerçek; biçare kulların ömründe. O, lütfedecektir bakiyi. 

Afv-ü Rahman

Elalem ne derse desin. Kimse sevmese, kimse takdir etmese de o etse yeter. 
Leyl-ü nehar işler durur hem beden hem de ruh. Bilmez hangisi iyi, hangisi beter. 

Affetmek herkesin şiarı olmaz. Affeden büyüktür, yücedir. Mazlumu sever. 
Fena bir iş varsa bir amelde, cezasız kalmaz elbet. Velakin o dilerse affeder. 
Üstünlüğün üstü yoktur. Tevbe kapısı açıkken kim avf dilerse, O da affeder. 
Vesile olsun cümle şakirin, zakirin, salihin, abidin. Ümidimiz öyle ki; O affeder. 

2 Aralık 2016 Cuma

Tevvab-ı Hakim

Evet dersen günah olan sevap olur. Azaplar azad, cefalar sefa olur. 
Lakin affın olmazsa azabın şiddet, cennette Cemal'in hayal olur. 

Tevbe kapın engindir. Affetmek şiarından, gedalık beklenti, yücelik senden olur. 
Eşsizdir kudretin, böyle bilir hakiki kulun gidecek yeri yoktur. Bekler durur. 
Vakti gelince açılır kapılar birer birer. Açılan kapıdan girmeyi ihsan buyur. 
Vaki olan halikat senin inayetinle, affetmek  de elbet senin bir işaretinle olur. 
Aleyhinde binlercesi olsa bile bir kulun sen seversen kim karşısında durur. 
Binlerce seveni olsa bile bir sultanın, sen sevmedikçe onu, kim yanında durur. 

Lütfüfkâr

Eğer O dilerse, yeter ki abdin gönlünden bir iyilik sadır olsun yeter. 
Lütuf oluk oluk akar gelir. Zorluk yoktur, zahmet yoktur, vermek ister. 

Büyüklük onun şanındandır. Büyükler istediğinden istediğine ihsan eder. 
Eserlerindeki hadsiz mucize, hikmetini bilen abd için, onun ihsanına delalet eder. 
Rabbi rahim olan ya Berr, günaha bakarsa eğer kulun hali olur beter. 
Rahat olur mu kul alem-i ukbada? Onun rahmeti olmazsa. Sen sev, O da sever. 

1 Aralık 2016 Perşembe

Münezzeh-i Acziyet

Eserlerindeki mükemmeliyet yüceliğinin tezahür-ü emaresini gösterir. 
Lüzumsuz hiçbir mahlukat bulunmaz. Kitab-ı Kerim'inde hikmeti  bildirir. 

Mucizevi varlıkların herbirini bir şekilde istihdamıyla, insanlığa hizmet ettirir. 
Uzun zamandan gelen yolculuk, başlar kalu bela'dan. Ruh-u faniyi bekletir.  
Ta alem-i berzahta sorulur, "tanıdın mı zat-ı muteali?" Hesabı verdirtir. 
Ezeli yaratıcı, mükemmel sanatkarın isteği kendinin kudretinin bilinmesidir. 
Aciz olan üstün sanatın icracısı olamaz. Varsa üstünlük aslolanın bilinmesidir. 
Liyakat eserin sahibine aittir. Bize gerekli olan ise eser ile sani'ini bilmektir. 
İsterse O, istediğine gösterir eserini. Dilerse O ömür boyu hakikati arattırır 

28 Kasım 2016 Pazartesi

Hami-i Hakiki

Ehliyet herkese nasip olmaz O dilemeyince. Ehli olmak gerek o ne derse
Lüzumsuz işlerle meşgul olan gereklisini ihmal eder. Hoş olur aslını ihmal etmezse

Velinimeti Rahman-ür Rahim olanı bilirse kişi, duasına hoş mukabele olur icabetle 
Asıl velayet bilinmezse eğer, şaşkınlık olur tüm işi. Ancak düzelir işi hakka giderse 
Levsiyatdan vabeste olmakla, bulunur inayet-i hak. Hak bulmak gerek vesile
İlahi adalete ne kadar yalvarsak az. Hüküm elindedir ya Vali. Muhtacız inayete.

Derüni

Engelsiz hakikat peşinde olan, engel tanır mı hiç hakkı bulmada? 
Lisan-ı haliyle haykırır cümle mevcudat, kendinde bir hikmetin varlığında. 

Bariz olan nesnenin içinde Halık'a giden bir yol vardır onun batınında. 
Aşkın yolu nasıl anlaşılmaz gizemliyse, batini güzargar var O'na ulaşmada. 
Teslimiyet olmazsa ne zahirde nede batinde, kişi kalır çıkmaz sokaklarda. 
İnsan bu; hem ruhuyla hem de bedeniyle inkişaf eder, yaşadığı hoş hayatında. 
Nefes almaya başladığı andan itibaren son nefesine kadar O'nun varlığında. 

Görünen Hakikat

Eşsizler, hiçbir benzerinin aynısı değil, hiçbir düşüncenin eseri de değildir. 
Zuhurlar gerçeğin ta kendisi. Eser onun, mülk onun, varlık onun nişanesidir. 

Zahiri zuhuratın ardında, batini bir mesaj her kişinin değil er kişinin harcıdır. 
Aşikarken O'nun onun kitab-ı kainatı, abde gereken; kitab-ı İlahiyi okumaktadır. 
Her yerde O'nun nişanı, her zaman O'nun sedasını duymakta hikmet vardır. 
İradesi varsa kişinin, kalbimle hissetim, gözümle gördüm demesi imanıdır.  
Rıza-ı ilahiyi kazanmaksa maksat, maslahat-ı Zahir'i görmektir. 

Müntahi-i İlahi

Eğer değersen sayende sonu hoş olur. Dilemezsen sen ahiri boş olur. 
Lütfedip ihsan edersen mükafat bol olur. Verdiklerinin hesabını sorarsan ceza olur. 

Aynel hak, lafz-ı kur'an, hadisi beyan ortada iken dilersin Rıza-ı ilahin olur. 
Hayırda yarışmak bir yana, kulların şeytandan yana bir hal olur. 
İyi ile kötü, batıl ile hak, mü'min ile müşrik, Ebu Cehil ile Ebu Bekir bir mi olur?
Rızanı kazanan kullarından eyle bizi ne olur. Sen ihsan edersen herşey olur. 

Ezel-i Hakiki

Ezelden beri var olan mün'imi hakiki, hükmündedir iki cihan. 
Lütfettiğin kadar abdin, ancak varlıkla yokluk arasında gidip gelen.  

Evvel sensin, senden evvel ne mümkün. Kulların ki; sonsuzluğa hayran. 
Vermek senin elinde, istediğine istediğin kadar verirsin. Abdin ki; isteyen. 
Vesile nedir? Herşey sana ayan beyan. Mahrum etme bizi ey evveli en iyi bilen. 
Erişilmesi zor bir bilmece, öncesi bilinmezse kimdir anlayan. 
Lüzumsuz ne vardır kainatta, evveli bilen elbet O'dur ahiri de bilen. 

Te'hir

Elinde aldığın her bir zerre, O'nu anar, O'nu bilir, O'nu tesbih eder. 
Levyüridu; bir an-ı seyyalede zerre-i hüceyratla öndekini arkada eder. 

Muhasebe-i kainat öyle bir denge üzerine ki; mizanına kim müdahale eder?
Uzun ile kısa, büyük ile küçük, zengin ile fakir, birbiri ile tekaddüm eder. 
Acizleri aziz, zalimleri zelil, nice muntazır mazlumları muhteşem eder. 
Hayretler içinde kalırken mazlümîn, birden  zalimîni zelil-i meçhul eder. 
Hakkın hatırı âlidir. Hikmetini o bilir. Bugün kim önde yarın kimi geri eder. 
İrade, imanla olur. İnanç olmazsa Muahhir'e, bilmezsin kim geriye geçer. 
Rabbimsin sen Allahım, bildiğimizi değil dilediğindir hakikat. Bize hikmeti ver. 

26 Kasım 2016 Cumartesi

Tekaddüm

Ezeli plan ne ise yaratılmışın kader-i takdirindeki tezahür odur. 
Lütfederse ilahel alem, bazı kullarına ihsanını bolca tekaddüm eder 

Muhayyelesinde ne sadır olur kimse bilmez amma ihsanıyla imtihan eder. 
Üstünlük sağlayan hikmet bellidir. Takvadan başka insanı üstün ne eder? 
Kanaat ederse kul hakkın ihsanına kazandıkça kazanır iki cihanı imar eder. 
Azarsa eğer bir abd, Rezzak'ın bolca verdikleriyle. Müntakim hesap eder. 
Dualar kabul olsun, hakkın rahmeti bol olsun. O bizi bizden muhkem bilir. 
Doğrular kazansın, kazananlar tekaddüm etsin. Hakkı arayanlar hak ederler. 
İhsanın intizarını umanlar, Mütekaddim olan yüce Rezzak'dan dilerler 
Malik-el Mülk olan ya İlahi, Mazlum duası; zalimin ardında kalmamaktır. 

25 Kasım 2016 Cuma

Tasarruf-u Kuvve

Eşi menendi olmayan kudreti sonsuz. Halkettin kevn-ü mekanı. 
Lahza uzak olmaz senden, harekat-ı zerrat. Haberdarısın her anı. 

Mukaddes varlığın muktedir külli şeye. Hesabı sorulur kulun günahı 
Ulular ulusu, kudretin hakiki sahibi, alır zaliminden mazlumun ahını
Kasvetli ahbar-ı kelamlı hava üstümüze dehşetengiz bunalım saldı
Tek tesellimiz mukaddes kuvvetin cümlemize hakim inayeti. 
Er yada geç, hiç bitmeyecektir El Müntakimden hakkın, hakikatin intizarı. 
Derti, dermanıyla O verdi, düşman gönderdiyse dostuyla O gönderdi. 
İntizar ümitsiz olmaz, kainat muktedir-i hakisiz olmaz. O'dur derdin çaresi
Rahat olmaz O dilemezse. O her iki hayatında yegane sahibi. 

Kuvve-i külli şey

En güçlü olan, kudreti sonsuz olandır. Onun kudretine kim dayanır?
Lütfederse kudretinden ihsan eder, yoksa takat-ı beşeri imtihan eder. 

Kudret-i sonsun sensin Allahım. Senin inayetin olmazsa biçare n'eder. 
Açtık ellerimizi senden dua ederek, bu çaresizler başka kimden medet bekler. 
Dualar arşa varsın diye gözyaşı sel oldu. Bilirsin inim inim İnletti bu zalimler
İnandık sana, gitmedik başka kapıya, ey Kadir-i mutlak bir necat ver. 
Rızanı kazanmaktır asıl niyet, ibadın bundan başka neye inanır. 

24 Kasım 2016 Perşembe

Müstecab-ı Dua

Efendiden istenir her ne matlup olursa. O verirse en mükemmeli olur sonunda. 
Sanma ki; geda başıboş kalacak orta yerde. Hamisi var gökte, yerde, yârda. 

Selamlar herdaim O'nadır. Selametler vardır, her vakit mahsun muntazıra. 
Alem O'nun yüce planıyla kuruldu. Biçare hep istedi durdu müstecip duaya. 
Münacat onadır. O dedi "ud'uni estecibleküm" başka kim bakar gedaya. 
Eminiz icabet edecektir. Gidilecek kapı yok O, Samed'den başkaya 
Dualar, dualara karıştı. Duadan başka çare kalmadı, bırakma elimizi boşta. 

Ehad-i Mutlak

Eşi memendi olmayan yegane sanatkar. Eserlerindeki sanatta yegane. 
Levkane zerrat-ı san'at müteferrikan, olurmuydu san'at-ı hakikiye? 

Vahdaniyet onun şiarı, ne ihtiyacı birşeye ne benzeri var başka birşeye. 
Aziz olan yüce ha!, zelil olan zalim-i mazlumin. Medet eyle isteyene. 
Hak katında makbuldür. Duamızdır; hakkın, haksızdan haklıya geçmeye,
İnkarı mümkün mü? Sanat-ı kainatı görüp, Sani-i kainatı görmemeye 
Daha fazla mucizevi sanat-ı hakikat görmek, sebeb-i vesile-i şükre. 

22 Kasım 2016 Salı

İhsan-ı Kesir

Ey şanı yüce İhsan'ı bol Halık. Sen ki; sultanlar sultanı, taçdarısın. 
Levsiyattan kaçamayan, nakis, aciz kullar  medet bekler. Sen ki sahibisin. 

Maliksin kevn-ü mekana, mekan ve melaikenin tek bir yeganesisin.  
Aşinadır tüm mahlukat fıtrattan sana, şan senin, şeref senin. Her şeye hakimsin. 
Ciddiyettir işin, ihsan lütfundandır, fani alem halkın, ukbada senin. 
İntizar biz naçizanelerin şiarı, seninki icabet-i dualar. Kabuller senin. 
Dost yoktur senden başka, başka kapıda arayanlar kalır naçar. Yarenlik senin. 

21 Kasım 2016 Pazartesi

Na Muhtaç Bila Şey

Evvelsin, ezel ile ebedliğin arasında her ne varsa hepsi senin tahtın altında. 
Lahzanın senin bilgin dışında geçmesi ne mümkündür. Hükümfermasın, zamanda 

Varlık senin, hiçlik bizimdir. Sen neye muhtaçsın ki biz muhtacız sana. 
Acizlik bize, dua dilenmek bize, gözetmek, duamıza müstecap olmak sana 
Canlarımız senin, ruhumuz senin, biz zannettik ki bizim daima. 
İnsan, nisyandan beri olur mu? Günahkarlık şiarı ile her anı hata 
Duamız sanadır. Sen herşeyin sahibine. Öyle ki; hiçbir şeye muhtaç olmayana

Zat-ı Kaim

Enerjisi kendinden gelen, hiçbir mesnede ihtiyacı olmayan yeganesi. 
Levlake hangi nizam istikametinde olurdu? Elindedir  herşeyin ikamesi. 

Kaim olan kayyum-u mutlak sensin, herbir varlığın tabiat-ı mutlakın ihsaniyesi
Aslı kendinden olanın, ihtiyacı yoktur başkasına, sen ki tüm varlığın kimsesi
Yalvarıyor,  yakarıyor, dileniyor, acziyet beyan ediyor, sen ki; hepimizin kimsesi 
Yönetenlerin hakimisin. Zülm sahipleri de elindedir, Ey Mazlumun kimsesi 
Usandık, bunaldık, çaresiz kaldık, çare diye çırpındıklarımızın sensin çaresi. 
Müntazırız inayetine, senden başka kim olur bu derdin, böyle çilenin çaresi. 

Hayat-ül Ebedi

Eyyam-ül Halık'ın günleri la tentehidir. Ne leyl-ü nehar, nede zaman vardır. 
Layüsel hayat, hayatında bildiğimiz ne varsa, cümlesi; bilmediklerimizle vardır. 

Hakkında bildiklerimiz nedir? Bilmediklerimiz bildiklerimizden ziyade vardır. 
Ahkam-ül hakimin, ilelebet payidar olan hayy'ü kayyum saltanatıdır. 
Yarın yoktur, dün olmadığı gibi. Bugün onun için hergün vardır. 
Yârin isteğini ancak hayy olan anlar. Lütfundan nice ihsanları vardır. 

20 Kasım 2016 Pazar

Zaikat-ül Mevt

Esirin olmak ne güzeldir. Hakkın, hakikatin aslını hikmete ram etmek ne hoştur. 
Lütfunu intizar etmek, rızanın dilencisi olmak, benliği bendeye vermek ne hoştur. 

Mülk sahibi, herşeyin sahibidir. Bu beden ruhuyla birlikte onda olması ne hoştur. 
Ümitsizliğe düşmekte nedir Allah aşkına? Aşkın asıl maşuka kavuşması ne hoştur. 
Mevt nasıl gerçekse, ba'del mevtte aynen öyledir. Her dem onunla olmak ne hoştur. 
İste Onu!.. O dilerse her daim abad olursun. Onun rızasını almak ne hoştur. 
Tümden var edip sonra yok eden, yokluktan dirilten Hak ile olmak ne hoştur. 

Hayat-ı Sani

Eğer ölmek varsa kaderde, sonsuzluk neden vardır insanın içinde?
Lüzumsuzluk mudur ölüm, ba'sü ba'del mevt varsa kişinin kaderinde?

Mutlaka hakkın hatırını sorgulayan bir  yevmiye-ül kıyame gelir de, 
Uzun kısaya, büyük küçüğe, güçlü zayıfa ettiklerini, acısıyla hisseder de
Hay aynı zamanda Muhyidir. Zalim zümnünün  hesabı burada değilse de 
Yakin gelecektir. Fani alemde İhyası olmayanın hesabı ahirette
İşin aslı her neyse elbet gün yüzüne çıkar. Muhyi ihsan eder herbir ferde. 

19 Kasım 2016 Cumartesi

İade-i hayat

Ezelde nasılsa, ebediyette de öyle olur. Bir nefes vardır, biter gider. 
Laf-u güzaf kalır fani dünyada, varsa amel eğer; işte o ahirete geçer. 

Mebde-i vücut nasıl olduysa burada, mu'id olacaktır elbet orada. 
Usulü budur. Mahlukat kavuşacaktır ameline; zerre kadar şer ya da hayr'da
İsterse, istediğine lütfeder; verir cennet-ü gılman ile cemalini, ihsanında. 
Dualarla yalvarışı vardır mazlumunin, emin kıl ya Rab! Onları dualarında. 

Halk-ül Evvel

Evvel kimse yok iken O var idi. Tüm kainatı yaratan yüce varlık. 
Lahza, onun için asırdan farklı birşey değil, zaman onun indinde hiçlik

Mebde O'unun elinde, hüküm onun katında. Onundur tüm varlık. 
Üstünde ne varsa kainatın, vardır bidayeti.  Bidayetin rabbi olan ilahlık. 
Birbirine silsile, bidayetten nihayete, hükmündedir  hiçlik ve varlık 
Devr-i daim O'nun elinde, bidayeti en güzel yaratan yüce varlık. 
İhtiyacımızı bilen, bildiği haliyle ihsan eden ey Rab; bize ver her daim dirlik. 

18 Kasım 2016 Cuma

Hasib-i Amel

Eseri olan, eserinin hangi noktasını hesapsız yapmak ister?
Lüzumsuz bir leke varsa üstünde eğer, kim onu göstermek ister?

Malik-el mülk olan yüceler yücesi, mahlukatının her ameli hoş olsun ister. 
Ulular ulusu, başıboş bırakır mı kulunu? Hesabını sorar, sağlam olsun ister. 
Hakkında kişinin ne varsa, o dökülür mahşerde, kul varınca oraya medet ister. 
Sayısız günah dökülünce ortaya, kul oraya buraya kaçacak yer ister.  
İsyankarlık etmek istemedi bu kul ey Rab, varsa hesapsızca amel af ister. 

Hamd-ü Sena

Elhamdulillah, ey nimetleriyle bizleri perverder eden sultanlar sultanı
Lahuti alemin yegane sahibi, şükürlerin, minnetlerin, hamdlerin en layığı

Hamdinle mücehhez olmalı insan, yüceler yücesine en tatlı övgüler yağdırılmalı
Ahmed-i asli O'dur. Kainatın efendisi, kadrini bilen mü'minim diyenin duası. 
Münacat sevgiliyedir. Severse gönül, açalır işte o anda gönlün kapısı
İsteriz gönülden geçeni, seven verir gönlünden geçenden de fazlası
Dost hatırı âlidir. Mahbuba mahbus olmak, sevilmenin zirve-i aslısı

Hami-i Dost

Eşlikte benzeri olmayan hâmi, koruyup gözeten yok onun gibisi.. 
Leyl-ü nehar, her daim cana candan daha yakın var mı onun gibisi?

Vasfı herkesi kuşatır, biz acize gerekir, yolumuzda yoldaş onun gibisi, 
Eller açık, medet bekleyen gönüller, kurtarıcı bekler onun gibisi,
Liyakat yoktur bizde amenna, başka kimde hüküm var onun gibisi, 
İhsan'ı bol, rahmeti sonsuz, layık olmasak da ihsan et bize şanın gibisi

Metin-i sabit

Eşsiz mükemmel hilkat varsa eğer, kudret-i Metin'e delalet eder
Lüzumsuz anlaşılmayan birşey varsa eğer, acziyete delalet eder. 

Mevcudiyet bir kudret-i sonsuza delalet eder. O hakim-ül ahkamdır. 
Eseri gösterir hakikatı, bir nizam-ı mülke delalet eder. Mülk ona aittir. 
Tüm kainat onun varlığına birliğine delalet eder. Kudret-i sonsuzu gösterir. 
İman onu gerektirir. Acziyetimiz ona delalet eder. Kul kuvvetini dilenir. 
Nihayetsiz gücü Metin'e delalet eder. Mazlum ondan medet dilenir. 

15 Kasım 2016 Salı

Yusuf Yüzlü

Yârin yüzüne meftun olan, arar her yerde bilmem ki bulur nerde ?
Usul bilmezler her yerde, dert üstüne dert, onun dermanı nerde?
Sakın terk-i edepten, sevgililerin en sevileni sen de atma derde. 
Uslanmaz zalimler, bilmezler ne ettiler.  Zaten attılar dertten derde
Fanilik gelir geçer, zülm biter. Yusuf sultan olur, derman olur derde. 

13 Kasım 2016 Pazar

Kuvvet-i hakiki

Eşsiz kuvvet sahibi, adil-i mutlaktır. Mazlumun gözyaşı kalır mı yerde?
Lahzada ol demesiyle olur eder elbet. Zalimi mağdur, mazlumu zafer yerde.

Kesinlikle üstün olan taraf hakkın tarafıdır. Hükümdarlık onun izninde. 
Az bekle, bak! evvel-ahire, ne göreceksin? kimler var fani dünya geçmişinde. 
Var eden yüce Allah, kuvvet ile kudreti verendir. Alma-verme onun indinde. 
İsyan ederse verdiği kudretiyle ol hükümdar, hesab O'nun kudretinde. 
Yok ederse var olanı, hakir görürse mazlumu, ah görürür yücenin kudretinde
Yol O'nun yolu, yolcular O'nun yolcuları. Yol biter hesap çıkar O'nun önünde. 

Sahib-ü asıl

Ehl-i makamın sahibi tektir. Makama talip binlerce göz bekler durur. 
Leyl-ü nehar hakimi, elbette kainatın da sahibi. Mahlukat temana durur. 

Varlık onun, o dilerse olmayacak olur. Yakan yakmaz, kesen kesmez. 
Evvel de ne yazdıysa, tecelli eder kaderde. Kim bilir ne verir, ne vermez. 
Kader-i ilahi, onun elinde, kapalı sırlı kutu. Ne var ki; Abdi bunu bilmez. 
İyilik ister yapın diye, imtihan eder nasıl yaptın diye. İnsan bunu bilmez. 
Lütfet Allahım, Şanlı hakim sensin. İhsan et affını, bu kul kadir de bilmez. 

Hakikat

Elhamdulillah, hak var hakikat var, görmese de hiçbir zalim
Leyla bilmese de olur, mecnundur onun yâri, onu bilir her daim

Hakikatın hakimi, kainatın yegane sahibi, sevdiği abdini eyler salim. 
Aşikardır ona, mahlukat ne yaptıysa, bulacak karşılığını o herşeye hakim. 
Karşılıksız kalır mı kim zerre kadar hayır işler de olur mazlum. 
Karşılıksız kalır mı kim zerre kadar zülmeder de olur zalim. 

Şahid-i mutlak

Evvelkilerin de şimdinin de, gizli açık her ne varsa yegane şahidi,
Şerrin de hayrın da, zerre kadar her ne kadar kim ne ettiyse bileni,

Şahid-i mutlak, hakim-i mutlak, hükm-ü mutlak ancak sensin ilahi. 
Engel olmaz hiçbir perde, senin için perdenin ardı da önü de aynısı
Hakimsin Allahım, şerrin şahidisin, şakiri bilensin indinde olur mu aynısı?
İnandık, emin olduk inkar etse de zalim, sen görürsün mazlumun halini
Dilenirim medet senden, hiç kimse etmese de şahitlik, sensin onun şahidi

11 Kasım 2016 Cuma

Sevk-ü mahşer

Ezelin sultanı, aynen ebedin sultanıdır. Abdini halden hale getiren. 
Liyakat sahibiyle, liyakatsizi, kömürle elması birbirinden ayırt eden 

Ba'sü ba'de'l-mevt'de hakatin zuhuru için bihakkın bir araya getiren 
Aşığın maşukunu, maşukun aşkını unuttuğu büyük hesabı getiren 
İyi ile kötünün, hesabının sorulması hükmünü bi hakkın icra ettiren
Sahib-ül mahşer, biz mazlûmların hesabını zalimlerden al, sen!..

Şan-u şeref

Ey yar, şan şeref sana ait. Senden daha fazla şöhret, şöhret değildir. 
Letafet sende, nezaket sende, hayır sende, şer sende değildir. 

Müşfiklerin en Müşfik'i sensin. Mazlumu kollayan senden başkası değildir. 
Emrindedir tüm mahlukat. Emre amade bekler seni, gayrısını değildir. 
Cömertlik tahtının mimarı, verince nimeti mazlum - zalim ayırt eden değildir. 
İmanın hikmetini arzulayan mü'min ümidini senden bekleyendir. 
Dost sensin. Şanındandır çömertlik. Bu kullar senden ihsanı bekleyendir. 

10 Kasım 2016 Perşembe

Aşk-ü Sevda

Ehl-i aşkın halinden aşık olmayan ne anlar. Anlarsa bed anlar. 
Leyla, mecnunun sevdası değildir bu. Ferhat ile Şirin ne anlar. 

Varlık onun, kevn-ü mekan onun, cümle alem ne zaman anlar. 
Ebediyen razı olsun, bu sevda onunla dolsun. Ancak o anlar. 
Dert onun, derman onun. Vermek onun almak onun istediği anlar. 
Üzülmesin onu sevenler. O severse onu sevmeyenler ne anlar. 
Dostum o olsun gayrısı yok olsun. Ben sevinirim onun sevdiği anlar. 

Hakim-i nizam

Ezeliyle nizamın mimarı, ebediyen mülkün hakimi olan ey rabbim. 
Lev türidü, alem büklüm büklüm bürülür. Dua; necat-ı minel zalim. 

Hak senin dediğin, hakikat kurduğun nizam. Kıl bizi salim. 
Aidiyet duygusunu ver, sırat-ı müstakiminde eyle bizi her daim. 
Kader adalet ister, adaletin nihayetsizdir. İhsan et ey adl-i hakim 
İyi nedir kul ne bilir, hakim-i mutlak elbet iyiye de şer'e de hakim. 
Masum, mazlum binlerce zalimin elinde senden başka yok medetim. 

Engin rahmet

Enginleştikce genişleten, genişlettikçe rahmetiyle kuşatan ilah. 
La mevcude illahlah. Ondan dilenir, ondan umarız def-ü belayı ah...

Vasfındandır ümidimiz hem de duamız. Ancak ona yalvarırız ah ki; ne ah....
Ayağımıza prangalar bağlandı, dilimize iniltiler dolandı, bir mahreç ya ilah...
Sahibimiz sensin, ruhumuzu genişletecek ancak sensin bir nefes ver ya Allah
İntizam senden, intikam senden, gel zalimin hakkından, bu iniltidir ah-u ah...

9 Kasım 2016 Çarşamba

İcabet-i Dua

El açan muzdarip kulların bin minnet ile dinlendiği duası vardır. 
Lütfedilen bunca nimete, bin minnet ile  şükür etmek mutlaktır. 

Mazlumin zümresi, hakkıyla temenna duramadı ama onun ihsanı vardır. 
Ulular ulusu yüce yaratıcının bilinmez bir hikmet-i imtihanı vardır. 
Cömertlik onun şanındandır. Lütf-ü İhsan'ı boldur. Mazluminin ona muhtaçtır. 
İcabette ihsanının haddi hesabı yoktur. Yalvaranlara ancak o yetişir
Bir hal oldu, ne olduğu bilinmez oldu. Bu girdaptan ancak o çıkarır. 

Murakabe

Eşhasın her an-ı halini murakabesinde bulunduran ey yar. 
Rıza'nın peşinden koşup, seni arzulamak seninleyim demektir yar. 

Rikkatli şefkatine mazhariyet, arzularınmın en öndeki hevesitir ey yar. 
Aklıma gelen ne varsa duamı bilensin, hatalarım varsa affedersin yar. 
Kesinlikle senden gizlenmez hiçbir hal, hiçbir nefes sana aşikardır yar. 
İsmini anmadan varsa  bir amel, olmaz olsun hayali bile sensiz  ey yar. 
Beni, bana bırakma hiçbir yerde hiçbir an, murakibim sen ol, her daim ey yar. 

6 Kasım 2016 Pazar

Sahib-ül Kerem

Ehl-i sehavet bilir, vermenin ne kadar da kutsal bir meleke olduğunu. 
Lazımsa çaresizin derdine derman birşey onu vermenin şart olduğunu. 

Keremi bol, ihsan'ı bol Halık'ın kulundan istediğinin çömertlik olduğunu,
Esen rüzgardan, yağan yağmurdan mümbit topraktan var olduğunu,
Rahatı ararsan eğer, bilmen gerekir; sonsuz rızkın, nihayetsiz olduğunu
İmanın; rızkın onun taahhüdüne inanıp, O'na teslimiyet olduğunu,
Malik olan O'dur. O'dan istenir elbet. Ya Rab ver bize de sonsuzluğunu. 

Şan-ı Yüce

En aziz yüceliğin yegane sahibi kimin olabilirse, O herşeyin hakimidir. 
Lüzumsuz bir nesne var dersen eğer, o şanı yücenin hikmetini bilmediğindir. 

Cemali ile Celali, cennet ile cehennem yolunun yolcusuna işarettir. 
Elde edersen eğer ki; Celil'in Cemalini bulacağın cennet-ü cemalidir. 
Liyakatin olursa, tanırsın onun azametini, olur niyetin rızasını kazanmaktır. 
İnsan bir kaç damla kan. Hakkı ancak yüceliğe secde etmektir. 
Lütfettiğin kullardan eyle, bu beden vücut bulmayı senden dilenmektedir. 

5 Kasım 2016 Cumartesi

Hasib-ül Ehsab

Ezelden planlanmış, kulun her anı. İhsan edilmiş bir cüz-i iradesi. 
Levlake, nizam-ı alem olur mu? Bildirdi resülün hikmet-i tevhidi 

Hesabını sorarsın, amal-i cüz-i iradenin. Çünkü demişsin seçin tevhidi. 
Amel defteri açılır, hayır - şer ortaya saçılır.  Tefrik edersin kendine ait ehlini. 
Sana inandık, ona göre amel ettik. Bildik hesabının sorulması gerektiğini 
İnkar edilmez, yapılan zülüm hesapsız kalır. Biliriz senin hakkı verdiğini
Bigayri haddin haberdarsın, mazlumin inlerken. Al zalimininden hesabını

Sahib-i Kuvvet

Engellere takılmadan kuvvetli kudretiyle mahlûkuna rızkını tahsis eden,
Lillah için çabalayan bendeni de eyle ki;  abidler zümresine erenlerden 

Mahlukatın ruhunu da, bedenini de doyurup nimetlere gark eden. 
Ukbada hükmeden, alem-i fanide koruyup, gözeten ve esirgeyen,
Klavuz olmadan, şaşıp kalan acizden, haberdardır her halinden,
İmkansı aramaktır.. Her şeye nigahban olandan başka medet istenen
Tasarruf elinde, olan dilediği gibi ihsan eder, ver bize Mukim'sin sen

4 Kasım 2016 Cuma

Koruyucu

Ehli hal bilir, kudreti sonsuzun ne kadar da koruyucu olduğunu
Lillah için yapılan her işte onun bir koruyucu kalkan olduğunu. 

Hal-i fıtride görülür ki; her canlı için koruma memuru ihsan-ı ilahidir. 
Ateş yakar, bunu bilse de bilmese de her bir aza be beladan beridir. 
Fanilik olsa da faninin kaderinde, kendini korumayı zorulunlu bilendir. 
İzzet, şan, şeref, namus, ister maddi ister manevi her güzellik kutsalıdır. 
Zorlansa da kul buna sahip olmakta, koruyuculuk ona ihsan-ı ilahidir. 

2 Kasım 2016 Çarşamba

Ekber-i Kibriya

Emniyet sendedir, büyüklük sendedir. Büyüklüğünle mücehhezsin. 
Lütfettiğin yücelir, istediğin alçalır. Kim ne der, Ahkem-ül hakiminsin. 

Küçüklük, alçaklık, zelilik, her ne deni bir şey varsa kulun hakkıdır. 
Eğer ihsan edersen aciz abdine, onun hakkı ancak seninle iftihardır. 
Bir'i bilsin kul, tanımasın bir'den başka ilah. Çünkü bir ekberdir. 
İlmi sonsuz, kudreti sonsuz, hikmeti sonsuz, sonsuzluğu ezelidir. 
Rızasını arar acizler. Arayana buldurur büyükler. Duamız ihsanındır. 

1 Kasım 2016 Salı

Ali-ül Ala

Ezeli olan ebediyen var olur. O ise yücelerin yücesi olur. 
La yüsel olan, her işinde bir hikmet ile mutlak hakim olur. 

Azametli şanı, üstün kuvvet-i kudreti ile her daim namağlup olur. 
Leylin karanlığında onun kudreti kamerin şuası da ne olur. 
İntişar eden şemsin ışığındaki güç onun indinde hiç olur. 
Yârin aşkından acısını çeken onun büyüklüğüne sığınan olur. 
Yalnızlıktan çile çeken her zaman ve her mekanın sahibiyle olur. 

Teşekkür-ü billah

Elhamdulillah diyelim evvel-ahir şu alemde
Şanına layık olmaz hiç bir söz  şükrümüzde 
Şakir olsak da ona her daim, her halimizde 
Eksik kalır, bunca ihsan ettiği sonsuz nimetlerinde
Kıyas-ı nimet ne mümkün şükrettikçe o ziyadesinde. 
Ümidimiz senin lütfun ile ihsanın ziyadesinde 
Rızanı almaktır esas gayemiz, kabul et indinde 

31 Ekim 2016 Pazartesi

Afv-ü Gafur

El aman, pür kusur amelin sahibi, hangi yüzle ister tevbesinin kabulünü. 
Lütfederse İlahi, elbet mutlu eder, el hak istikametli, ümitsiz kalbi mahzunu.

Gafiller her daim olur bin pişman. Elde değil şu sırrı imtihan aleminde. 
Ancak biri tanır, ancak birinden medet umar. Ümidi ancak onun elinde. 
Fırsat ondadır. Ondan başka kim sırrı bilir? Kim affedebilir? Bu alemde. 
Unutma yoktur. Ceza çoktur. Affetme de ondan çoktur. Herşey onun elinde. 
Rızanı ver bize, başka şey lazımda değil sen razı işen herşey elimizde. 

Azamet-ül Allah

En azameti yüce, kudreti sonsuz rabbim, seni bildik öylece. 
Lazım değil gayrisi, velevki iri olsun yada kuvveti yezidce. 

Azami minnet senin şanına layıktır. Başkasına nedir temenna?
Zalimlere gerekir elbet, senin azametli müntakiminden imtina
İmtihan sırrı büyüktür, güç kuvvet ver ey Rab! bu dayanılmaz imtihana
Mazlumu sen bilirsin İzzet-i şanın hakkı için muhtacız fereç ihsanına

Hilm-i Celil

Emniyetli liman, hata olsada hemen öfkelenmez mühlet verir. 
Lehindeki mükafatı hemen, aleyhinde ise cezasına uzun mühlet verir. 

Halimsin sen Allahım, merhametlisin, kulların çok acımasız...
Alçaldıkça alçalıyorlar, sanki sen yokmuşcasına merhametsiz. 
Latifsin, hilm senin şiarın, zalime mühlet verirsin kulların çok çaresiz. 
İntikam bilmez kullarının, müntakim sensin! Zalim çok vicdansız. 
Ma'budundan çare bekler, hilmini ihsan et  mazlumine, onlar çok çaresiz. 

Haberdar

Evvelinde ne varsa, ezelide ne olacaksa hepsinden haberdarsın 
Lütfen bihaber kullarını koru!.. sen ki; onların halini en iyi bilensin...

Habir-ül ahbar sensin. Abdinin cehaleti, halk'ının bihaberliğidir. 
Azamet senin şanındandır. Denaet ise kulun acziyetindendir. 
Büyüklüğündeki kudretine muhtaç olan aciz senin kullarındır. 
İncitme!.. zülme maruz kalmış aciz mahlukun senden muntazırdır. 
Razı isen meded eyle. Bir tek müntakim diye seni bildiler. 

24 Ekim 2016 Pazartesi

Eltaf-ı Azim

Eltaf-ı süphansın ya ilah-el alemin. Mahlukun halkında hikmet halkeyledin. 
Lütfeyle hikmetten anlamayan abdine; nasıl letafet dolu olduğunu mahlukatın 

Latifsin ey Rab-ül alemin. Letafet senin şiarın, sen abdinden de istersin letafeti. 
Alçaltma seni latif-ül eltaf bilen, sana öyle iman eden, secde eden, biçare abdini. 
Takdirini kazanmaktır kul için aslolan. İncelik nedir? Derk ettir ruhuma nezaketi
İyilik adına ne varsa yaklaştır hepsini, fani hayatı cennet asa mekana çevir hepsini
Fenalık adına ne varsa defet hepsini, baki hayata kalmasın onların hesabının hiç biri. 

Adl-i Mutlak

Ehli adle muhabbet vardır.  Mahbubudur o kimse ki Adl-i Mutlak'ın
Layemut olan ezeli hakkın nişanıdır adalet. Şiarı olmalı hükümdarın

Aklı olan ayrılmaz haktan hukuktan. Adl-i mutlak, ahkamül hakimindir.
Dilerse adl-i hakkı anında verir. Dilerse mühlet üstüne mühlet verendir.
Layüselsin ey adl-i mutlak, iman ettik sana adaletin er ya da geç mutlaktır.


20 Ekim 2016 Perşembe

Ru'yet-ul-Allah

En sırlı anları gören, gördüğün her anın da hesabını sorarsın elbet
Liyakatin, hak sahibine hakkını, haksızın da hakkını vermektir elbet

Bir an geçmez sensiz, her bir abdinin her anına nigahbansın elbet
Asla mümkün değil, sen görmeden her hangi bir günahı irtikab etmek
Sakınsın kulun, zelle dahi olsa hatadan, cümlesi hesap edilir elbet
İrade olursa, haktan hakikatten maada, ehl-i hikmet görür elbet
Rıza-ı ilahi cemaline gerektir ki; Gören sensin, hakikat odur elbet

El Hükmü ül-Allah

Evvel bir denge vardı, sonrası dengelerin binasıydı. Denge bir hükümdü.
Lahza aksamaz denge-i kainat. Sen iraden mi var sanırsın o bir hükümdü.

Hakim olan kudreti-i ilahi, ne seni, ne beni başı boş mu bırakır sanırsın
Aklım var deyip, sen aklına eseni yaparken, iradene hakim mi sanırsın
Kul olduğunu unutup da yapıp ettiğine adl ile hükmedilmeyecek mi sanırsın
Ecel bir gün geldiğinde, ahkam'ül hakiminin adl-i ilahi ile yüzleşirsin.
Maksadın hasıl olmasını arzu edersin, derdini hakem-ü asli de anlatırsın

19 Ekim 2016 Çarşamba

Sami

En küçük mikro canlının, en kalabalıkta en ufak hareket sesini duyansın
Sessizliğin çığlığını, zalimlerin çılgınlığını, mazlumların ahını işitensin.

Sana nida ile yalvaran yakaran gönüllerin şem-inin çıtırtısını işitensin
Eman ver inleyen mazlumine!.. Çünkü sen üd'uni estecibleküm diyensin.
Maluma ne hacet var ki? elbet sen zalimi de mazlumu da hakkıyla bilensin
İmtihandır deyip sabrın nihayetini bekler onlar, Sen elbet icabet edensin.

13 Ekim 2016 Perşembe

Zalim-i Zelil-i Kudret

Yakaran gönüllerin, inleyen mazlumların ahını duyan Rab'sın
Ahlaksız olduysa mevki sahibi, elbet izzetini zillete çevirensin

Mazlum varsa kullar arasında, kendini izzetli gören zalim vardır.
Üzülmesin kendini hor hakir gören mahluk, onun bir sahibi vardır.
Zülüm la tentehi, zalim de izzetli değildir. Her işte O'nun rızası vardır.
İzzet öyle bir cevhere layıktır ki; cevher fürüşan'ın onda gönlü vardır.
La yüsel sanmasın kimse, öyle ki; kudretin üstünde bir kudret vardır.
Lillah-il hamd, mazlumun izzetini, zalimin zilletini var eden vardır.

29 Eylül 2016 Perşembe

Lezzet-i İçes

İzzetini bulasın, her daim lezzetini tatdıkça
Sanma! kalır; tadı, tuzu, sadece aldıkça
Taşınır sen nerdeysen, o da yanında oldukça
Anlarsın az bir zaman geçince aşık oldukça
Nasıl da vuruldum bu lezzete ben ahmakça
Ben miyim bu yoksa beni benden eden o oldukça
Uslanmaz oldum dersin keyfine keyf kattıkça
"Lüzumsuz demiştim"dersin ilk evvel hatırladıkça 

Çanlar çalıyor dersin onun vakti geldikçe 
İstemesen de istersin onu hep gördükçe
Güzeller görmedim daha, bunu gördükçe 
Kazanmaktadır her gelen gönlü gönlümce 
Özgürlüğünü yaşayan bilir kişi aşkını bilince  
Fethedecek nice gönüller var gönle girince
Tek hakikat var elbet, gerçek lezzeti farkettikçe. 
Evet dedikçe başlar hep mutluluklar! Eşleştikçe 

Eskişehir ne güzel bir şehir içinde istanbul oldukça
Sanki buldum onu dersin, ağzının tadını aldıkça 
Kaçırılmayacak bir fırsat bu mekanda bu oldukça
"İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar" aşıkca 
Şanslı "bir huzur almaya geldim" sen burda oldukça
Eski Şehr-i Stanbul'lu şarkılar hep seninle oldukça
Hayır getire sevenlere; sevdikçe, oldukça bolca
İsmini anarım tadı dilimde, sen aklımda kaldıkça 
Rızası oldukça kişinin, işi olacaktır onu aldıkça

24 Eylül 2016 Cumartesi

İzzet-i kudret

Ey izzetini zillete çeviren, kibrinden kendini izzetli sanan kişi,
Liyakati nedir bilmez. Kendisi Halık'ın hakkını almış kişi!..
Mahlûkunun, izzetini de şerefini de vermek hep onun işi.
Uzunu da, kısayı da, esgarı da, esfeli de eşrefi de bahşetmektir işi.
İstediğine istediği izzeti veren, istediğine şan - şeref verişi,
Zül adlindendir. İzzet, zillet olur eğer kibirlenirse kişi,
Zat-ı takdis, elbet verir hakkını; izzetli de zilleti de olsa kişi.

Rafi-ul Ala

Ey yüceler yücesi, zalimin alçalttığını yücelten yüce 
Rızan varsa senin, her mazlumiyet yücedir indinde
Refik sensin yolunda olanlara, kıl daim sırat-ı müstakiminde
Azmimizi uğratma dumura. El an aşağılarda görünsek de 
Fanilik vardır dünyanın her işinde yücelt bizi her işimizde
İnandık sana baş koyduk yoluna, yücelik olsun cemalimizde

23 Ağustos 2016 Salı

Şan-ı rezil-i mütekebbir

Eğer dilersen sen, gedayı şah, Şah'ı rezil edersin. Hükmündedir ahkam. 
Liyakat sendedir. Sen bilirsin elbet kim vezir? kim rezil? Ne bilir alem. 
Hakikat vardır ki; verecek sensin alan sensin. Hükmündedir tüm alem. 
Azanları azdırır, mazlumları gözetir. Elbet İman var sensin el-hak müntakim. 
Faniye fenalık yakışır da bakiye merhamet mi yakışmaz. Ey Rabb-ü rahimim. 
İstikamet cemalinin yoludur. Şaşırtma hiç bir an olsa da vezirim yahut rezilim
Doğruların yanındasın sen. Nedir doğrusu yahut eğrisi. Ben nerden bileyim

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Basit-ı Hikmet

Ya İlahi veren sensin alan sensin taht-ı yed'indedir akvam-ı beşer. 
Arz senin, arzu senin dilediğine dilediğin kadar, dilemediğine üçer-beşer. 
Bakarsın ki; bir kuluna rızkını doldurur, taşırır. Bir diğeri ise şaşkın beşer. 
Amenna kulundur cümlesi de... Bölüşülür rızk beşercesine, beşer beşer...
Sen Hikmet sahibisin elbet. Sınarsın kulunu, kulun ise şaşkın beşer. 
İman ettim sana cemalin hakkı için yağdır rızkını... Ki o, istikametindeki beşer
Takdir et ona lütfunla. Ne yapsa, ne etse kendini parçalasa bile, bir hiçtir beşer. 

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Kabz-ı kuvvet

Elem senden, esenlik senden. Güçlüleri güçsüz, güçsüzleri güçlü edensin. 
Liyakat kimde ise onu hakkıyla bilensin. Değil mi ki bir ferdin isyanını görensin. 
Kasvetle kaskatı kesen, kestiğinle kişilikleri karıştırıp karşılaştıransın. 
Acizlerlerle acıyan, azgınları azdıran, azdıkça acuzeleştirebilecelerdensin, 
Bakiye bakacak, biçarelere başverecek, bakışların büyüklüğünü  bahşedensin. 
İmanınla dolup taşan kullarının gönlünü açtıkça açan, sinesine ferahlık verensin 
Darda kalanlara kapılar açarsın. Daraltanlara dünyalarını dar edensin. 

19 Ağustos 2016 Cuma

Feth-i Elbet

Yanında olan kişi, yüce kudrete nigahban olur elbet. 
Açıkça gösterirsin, kuvvet ve kudret senindir elbet. 
Ferah seninle, muhabbet seninle, huzur seninle elbet. 
Esas kuvvet seninle, tüm zülüm seninle yok olur elbet. 
Takdir et ey yüceler yücesi; zalim zülmünde elbet. 
Takdir et ey müntakim; mazlumin nidası hakkıdır elbet. 
Aşina olanda, gizemli ne vardır? Ayan beyan bilirsin elbet. 
Hakkın, adl-i mutlakı, cemalini halk edeceksin elbet. 

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Sahip-i mazlum

Ya İlahi inandım, İman ettim. Sen varken kim var olabilir. 
Adını andıkça her bir zerre, elbette ki bir kürre olabilir. 
Mazlumların sahibisin, acizlerin kudretisin, hakimiyet senden olabilir. 
Üstünlük taslayan, varsa bu alemde elbet, senin inayetinle olabilir. 
Ne mümkün, senin rızandan başka güçün varlığı var olabilir. 
Takatimiz kalmadı zülm her yana yayıldı, ferah- feraç senden olabilir. 
Ancak sen varsın, zalim zülmünü artırıyor. İnayet senden olabilir. 
Kulluk edemedik ama sana inandık. Bizim kurtarıcımız ancak sen olabilir. 
İnayetinle, gel kuşat bizi. Mazlumun intikamını alan ancak sen olabilir. 
Mazlumuz Allahım, sen bilirsin amenna. Senden başka kapımız kim olabilir. 

8 Mayıs 2016 Pazar

Annem

Zat-ı kudsiyetin bahşedilmiştir sana, yüceler yücesinden,
Ezelden, ebede kadar kutsanmıştır o, onun Rasülünden.
Yaraşır sana sevgi verilmesi, sevgilerin en sevgisinden
Nasip olmaz her kadına, böylesine özel, kutsal görevden.
Ey annem, senin ayağın ki; cennetin kapısındaki eşiğinden
Pak dameninden tutunmadan, emin olunmaz O'nun cennetinden

Ansızın geçip de gitti seneler, ne güzel anlar kaldı, hatıralarda
Nice anılar, seninle değer buldu. Her şey, değerdir senin hakkında
Nadide bir çiçeksin sen, kokarsın, her mevsim, her daim  yanımda
Eşsiz varlığın, varlığımın yeganesidir. Hatırla beni hep dualarında

23 Nisan 2016 Cumartesi

Yolcular

Burada tekalan var, içinde ne varsa bir harika,
Üstün bir abdullah kullarından olanlarla alaka,
Rıza-i İlahi arzusu, şengül olmaktır bir baharda,
Üzülmesin hiçbir zaman Hüseyinler, Ahmetler ha,
Kısmet olsun güzel Güngör'melere Mesut'lara,
Süleyman'lık Yeşil'lle kuşansın, tasaffi olanlarla
Eroğlu erler yolun açık olsun, fethine mazharlarla
Lal oldu diller, gönüller gönüllerle, aşık oldu ufuklara

17 Nisan 2016 Pazar

Sahip-ül İlm

Yakışır o kimseye, ilm-ü ledün ile mücehhez olmak lazım
Ancak O'nun inayetiyle olur, O'nun lütfuna   mazhar olmak lazım
Allahım sen herşeyi bilen, bildiğinle kevn- ü mekana hükmedensin. 
La mahluk illa hu, var olan bu ve binlerce aleme nigahbansın
İlmin dahilindedir, her lahza-i zaman, her mahlukunun her işindesin. 
Muti kullarına ihsan eyle ilmin kemalinden, hayrından, sen ki ; verensin

16 Nisan 2016 Cumartesi

Orda bir yer

Brüksel eski, fakat ihtişamlı değil bürokratik varoluşun merkezi,
Rakipleri ne Avrupa'da bir ülke ne Asya'da ne Afrika'da ancak kendi izi. 
Üstünlük kurma telaşının yaşam alanı, direktiflerin menşe-i merkezi,
Kabullenilmiş değerler insanca, belki bir heves  belki bir özenti
Sabırla, Avrupalı gibi yaşama doyma arzusuyla beklenen haber merkezi,
Eski dünya, yeni dünya; hangisi iyi bilinmez ama bu taraf yol izi. 
Lafı olur mu sulh ve huzurun ülkesi burası? Bir haç altı gölgesi

7 Nisan 2016 Perşembe

Rezzak

Engin rahmetin, bitemeyen nihayetsiz şefkatin var,
Rıfk-u şefkatin var bize, senden sonsuz arzumuz var

Rızk-ı mahlukatın her daimdir. kim der; ayrımın var?
Eşsiz musavaatın bir başkadır, nimet içinde nimetlerin var.
Zülm edene de, şükr edene de; ayırt etmeksizin rızkın var
Zikir dillerde sen olunca, nimet şükür edince artar
Aşikar olan,Rezzak olan sensin, daha bilinmedik neler var,
Kimsesizleri gören, gördüklerin için nice rızıkların var.

5 Nisan 2016 Salı

Meccanen Veren

Ezelden ebede kadar her ne halkettiysen, nimetlendirensin
Layık mı nimete? yoksa  değil mi hiç zaman sorgulamayansın

Verdikçe verirsin kullarına, kimisi şükreder mükafatlandıransın
Esmanı bilmeyen de azdıkça azar, mühlet üstüne mühlet verensin
Halık sensin Hak sensin, hükmündedir mahlukat. Aziz sensin
Hayat veren sensin, hedef veren sensin, imtihan eden sensin.
Ab-ı hayat nasılsa, hükmünde öyledir, sen ki hikmetlendirensin
Biz ki; senin vehben, meccanen verdiklerin, rızasını istediğimiz sensin

Habib-Zişan

Harikulade doğdun, harikulade yaşadın, harikulade yaşattın.
Zaman senindi, zamanla anlaşıldın, sen zamana hakimdin,

Mükemmelliğin, Hak'kın katında belliydi, O'nun habibiydin.
Ulular ulusuydun, ulular ulusu olan asr-ı saadetin mimarıydın.
Hak vardır nazarda, Hak'kın rızası için her gönlün sahibiydin.
Aleme rahmettin, insanlığın hasret kaldığı engin merhametiydin
Mahzun geldin, mahzun yaşadın, mahzunların şiarıydın,
Mukadder bir takdir vardı, sen mükedirlerin mukadderatıydın 
En sevgili sendin, sen ki Halık'ın ve kullarının habibiydin 
Devir, devran eder, asırlar başkalaşır, ama hep gönüllerdeydin.

Muhabbetin sineleri doldururken sen duanda ümmeti'yimdeydin
Uzun uzun dualarınla, sonsuzluk iklimine giden yolculuktaydın.  
Sonsuzluk sahibinden günahkar kullara bir hediyeydin. 
Tazimi hakeden, enniya-i izamın mihmandarıydın
Aşk seninle hakkını bulur. Sen ki; nice aşıkların maşukuydun
Fani alem dar-ı imtihandır. İmtihanda kulların kılavuzuydun,
Aşk ile başlarsa, aşk ile nihayete erer, aşkın aşığıydın. 
Salat-ü selam senindir. Asırlardır ümmetin sahib-ü selavatıydın
Aleyhümüsselam demeli cümle alem! sen alemin muhatabıydın
Verince selat-ü selamı dersin buna da dersin ümmetimdendin 

31 Mart 2016 Perşembe

Küfrün Hakkı

Ezel -Ebed sultanı ahkam senindir. 
Lal olup duran şu alemde mahlûkattır. 
Kadir-i mutlak sensin. Başkası nedir ?
Aziz olan sensin. Zelil olan küfredendir. 
Hakkı'nda ne dilenirse elbet o olacaktır. 
Hor, hakir görmek de senin şanındandır. 
Aziz yapanda rezil etme de katındandır. 
Rabbe yönelmeyen başın hakkı kahrındır. 

Mağfiret Ya Rabbena

El aman, ya rabbena. Seni tanıdık. Seni bildik, inandık. Yönelmedik başkasına,
Lütfun meccanendir. Günaha meyilli kulların, bilmeden giderler başkasına.
Gaffar sensin, Settar sensin. Herşeye nigahban sensin. Himmet eyle kuluna.
Affeden sensin, günah işleyen kullarını, Meded sensin. Kim gider başkasına?
Fanilik bizde, Bakilik sende. fani olan, nisyan ile maluldür. Düçardır günahına.
Firak olmasın senden, sen olmasan, kulların mağfireti, kimden alır günahına?
Aşkın ile yaşat, aşkın ile hitama erdir, senden hiç bir an olmasın cuda varlığına
Razı ol! günahkar isede kulundan, senden başka kim olur? ki afv için sığınmasına

Mogadişu Şehitleri

Sade bir yer var orda sakin ama stresli
Onun namı celili ikbali için var birileri
Masumdur, insanlığı yaşatmaksa dertleri
Allah bilir, takdir eder, kader ne ileri ne geri
Liyakatlı olma gerekir kişiye yaptığı tüm işleri
İnsan nasıl yaşarsa öyle haşrolur der peygamberi

Mücadelemiz, onların cehalet, ihtilaf ve  zaruretleri
Onları da olacaktır bir gün mutlu ve huzurlu günleri
Gün doğar, gün batar, her gün ayrı bir  başka özverileri
Adı bilinmez, bilinmesini de istemez, niyetleri tek dertleri
Dost düşman herkes bilsin, bilsin ki yoktur gizli gündemleri
İman etmişler hakikate, hakikat onlara mihmandar olmuş ömürleri
Şehidlik ki; zaten onların lütfü ilahiden duaları, yoktur başka beklentileri
Ufukta yeter ki; görünsün, Nam-ı Celil-i İlahi, adı duyulsun Mihmandar-ı Nebi

22 Mart 2016 Salı

Muntazam

Ey yüceler yücesi Allahım, şu alemi nasıl da güzel yarattın.
La yüs'elsin amenna, her bir varlığa ayrı ayrı nizam verensin
Müstakil bir varlık yarattın. Var mıdır bir benzer başka varlığın
Usulünü bilmektir cümle kulun, senden başka kimdir nizamın?
Sen varsın, aleme nizam veren sensin, ancak vardır dilediğin,
Ancak sen nasıl istersen öyle şekillendirirsin vardır hikmetin.
Var et bize hep yar ettiklerini, yaratan sensin, veren sensin
Ver bize dilediğin kadar, biz bilmesek de nihayetsiz lütfnun
İsteyemesek de duamız, yalvarmamız, yakarmamız senin için
Rıza-yı ilahidir gönlümüz, kapından çevirme biz ki bendeniniz

21 Mart 2016 Pazartesi

İntizam

El Hak sen yaratılanı en mükemmel edensin,
Lutfunla olur her ne olursa, yapan eden sensin.
Bir ihsan buyur, kulum diyen kullarının duasısın,
Arz eder cümlesi halini Sen onların nigahbanısın
Rızanı kazanmaktır, çünkü varlığa şekil verensin
İntizamın her birisinde, herşeyi düzenleyen sensin.

20 Mart 2016 Pazar

Yaradan

Ezeli olan alemin mimarıdır. Her ne varsa alemde
La ilahe illahu ki; var edendir seni de beni de
Halık, mahluk olmaz. Mahluk onu bulur kendinde
Ancak var eden O'dur. O'nu bulursun elbet hikmetinde
Liyakatlı olmak gerektir mahluka onun nezdinde.
Irmak olsun çağlasın dualar,tüm mahlukatın dilinde,
Kabul-e karin olsun, Halık'ın lütfuyla kendi nezdinde.

Ekber-i Ekber

En büyük, en yüce, en güçlü olan sensin, sen ki; enlerin enisin
Lat, Uzza ne ki, hayrı yok kendine. Kime hayrı olursa olsun,
Münezzeh varlığın, yüceliğin, ululuğun, büyüklüğün vardır senin.
Üstünlüğünü kim inkar eder? Varsa inkara giden hakkıdır hüsran.
Tekebbüre layık bir tek sensin. Başkasının hakkı olur elbet tekdirin
Ekber sensin, senden başka ne kibar varsa, perişaniyet hakkıdır esgarın,
Kabülünden başka ne olabilir ki herkesin. Varlık sebebi ancak sana imanın.
Ebediyen razı olacak cümle yaradılan. Esgar, esgarlığın, Kul ise kulluğun.
Baki olan senin ey Rab. Sen dilemezsen kulluk kim eder? onlar da kulların
Bize medet eyle, bizde sana duadan başka ne var? Bize lütfun var ancak senin
İsteriz taa gönülden, sen Ekber-i Ekbersin, biz ise senin esgar-ı esgarın
Rızanı isteriz, kulluğumuz çok nakıstır. Sen herşeye rağmen icabet edensin

29 Şubat 2016 Pazartesi

Cebr-i İlahi

Emr'in her kelamın üstündedir. Kimin itiraza gücü yeter?
Lazımdır kula; ifa etmelidir emr'i. O ki; dilediğini emr eder.
Cüz-i iradeden ileri, bir külli irade kudretiyle ihsas eder
Ehline yardım eden sensin, ehli bilen sensin, o ki; bihaber
Bendenin acziyeti, Cebbar'ın kuvvet-i kudretiyle necat eder
Başkası olsa ne olur, sen varsın ya, güç - kuvvet sendedir
Aleyhine isen bir şeyin, karşında duracak kim vardır?
Rakibin mi olurmuş? cebri ilahi senin mutlak kudretindir.

22 Şubat 2016 Pazartesi

Derd-i Aşk


Aklınızda Aşkınız varsa, siz neyi görürsünüz Allah Aşkına?
Aklınızda Aşkınız yoksa, derdiniz mi var Allah Aşkına?
Şu dert, dert midir? Allah Aşkına!... Gördüklerin hiç ender hiçtir.
Kim ki; bir hiç olursa, Hiç içinde bulunan O'nun ta kendisidir.

https://goo.gl/ISuJ9H

26 Ocak 2016 Salı

Aziz Kudret

En yüce, en şerefli, en kuvvetli, en değerli, en güçlüsün
Liyakatin kıymettar olmaktır senin, zelil olmaktır kulun
Ancak sen var edersin gücü, güçlüyü. kuvvetin hükmüsün,
Zayıf olan, biçare, naciz bendene kuvvet ihsan eyelensin
İmanın hakiki sahibinin kudretli gücüne meftun edensin
Zat-ı kudret-i ala sensin. Biçare senden başka kime gitsin

Sınırsız Sahibimiz

Eminiz ki; sen gören, gözeten, koruyan, her anımıza nigahban olansın
Lütfün ile huzur, sukunumuz, inayetinle bin bir beledan necatımızsın
Mülk senin, zaman senin, mekan senin, kaza senin, kaderimiz senin
Üstünde yok ki bir el, ona ram olununalım, sen  ki bizim rabbimizsin
Her hal-ü karda sarsılmaz istikametimiz sen, mihmandarımız sensin
Ey korkularımdan koruyan, korkularımın sahibi, benim de sahibimsin,
Ya Rab emin kıl bizi; dalaletten, beladan, müsibetten ki; hepsi gitsin
Madem ki; bizi koruyup, kucaklayıp kollayansın, sen bizim habibimizsin
İman ettik, sen var ettin, biz var olduk. ya ilahi sen ki; bizim eminimizsin
Ne olur halimiz? sen bizi oluk oluk akan şerir müsibetten beri kılmazsan.

22 Ocak 2016 Cuma

İman- Mübin

El aman ya Rabbena, sensin yüce Rabbimiz amenna
Layıkıyla iman etmedik amma, layıkınla et muamele bu kuluna,
Müsemma ismine layık değiliz bilmiyor değilim amenna
Üzmessin bilirim eddai kulunu, al beni de ne olur emanına
Misali yoktur iktidarının, kim, nasıl muktedir olur imanına
Îmanım var sana, teslim olmuşum her hal-ü ruhumla
Nice dualarım var, esas-ı dua, arzusudur cemalullah-ı ilahına

Gamdan selamete

Es-selamu aleyna, sulh ve selametin hakimi
Selamın asıl sahibi, suhuletli saadetin mimarı, 
Sensin kasvetten kurtarıcı, sensin gamın selameti,
Ezelden beri kanun-u kainatın akıl almaz dengesi,
Lütfünla mücehhez istikrar, lütfün huzurun bir tanesi,
Ahenk verdin kainata, ver sıkıntımıza sulh-u selameti.
Mazlum olan senin bendendir, erdir yüce selamını. 

21 Ocak 2016 Perşembe

Mukaddes

Ey mukaddes, sen ki ey yüceler yücesi
Lazım her kula, senin varlığının takdisi
Kazanan rızanı dünyadaki mutlu kişisi
Ulular ulusu varlığın, kudsiyetin ta kendisi
Daima en layıksın takdise, başkası kim ki?
Durur mu seni kudsayan diller, dil kimin ki?
Üstüne söz mü olur? Senin adın, adların yücesi
Sahib-i dilin takdisi ki; mutlak-ı hakkıyla bilinesi. 


19 Ocak 2016 Salı

Sahib-i Malik'el Mülk

Ebed Sultan'ı, Sultanların Sultan'ı sahiplerin sahibi,
Liyakatın asıl sahibi, mülkiyetin sonsuza dek sahibi. 
Malik-ül mülksün, yoktan var edensin. Görürsün garibi,
El aman, ya Hannân ya Mennan, mahlukatın habibi,
Lisan-ı halimizin tercümanı, tercüman-ı duamın mucibi,
Isterim senden kevn-ü mekanı, sensin hepsinin sahibi,
Katından ne eksilir, ne istenirse verirsin ey nasipsizin nasibi. 

16 Ocak 2016 Cumartesi

Merhametin Kuşatması

Edilmeyen duaya bile merhametin sonsuz olmasa
Rızana müştak eğer şu günahkâr asi kullarının varsa 
Rabimizsin! senden dilemenin anlamı olurmuydu varlığın olmasa
Arzularımızı kimse verirmiydi, senin engin  şefkatin olmasa
Hakikat bu kadar ayan beyan olurmuydu rahmetin olmasa
Istikametimiz olurmuydu sevgilin rehberimiz olmasa
Mecalimiz olurmuydu bizi kuşatan merhametin olmasa

15 Ocak 2016 Cuma

Rahmetin olmasaydı

Ezelden beri cümleye rahmet saçan sensin
Rızası kazanılacak yücelerin en yücesi sensin. 
Rahmetinin deryası olmasaydı ne olurdu halimiz 
Açılırmıydı boylu boyunca boğazı bağlı bahtımız
Hakkımız değildi ki, dilemeseydin Hakikat bulunurmuydu
Mal değil, mülk değil, can değil, evlad-ı iyal olurmuydu
Âhirette zerre miskal hayrın ziyadesi umulurmuydu
Nice rahmetin, amansız günahımıza perde olurmuydu

14 Ocak 2016 Perşembe

İlahi varsın

Ah nice bir aşk-ı cemalinde pinhan olsam,
Layık olsa da uşşakın, ben de var olam...
Lazım amed kul ki; tarik-i hakikatte olam..
Anın içün seni senden başka, kimi bulam
Hay olan sensin, baki sensin, ben neyem

13 Ocak 2016 Çarşamba

Peder-i şahi

Muhkemdir sevgisinin yeri, yıllar yıllar geçsede,
Uzaklardasın! Bekle, mutlaka birer birer buluşacağız seninle,
Saklı kaldı, aşk-u heyecanım yüreğimin derinlerinde. 
Takdir böyleymiş, zamanı, kısa sürdü ellerinin ellerimde. 
Allah'a ısmarladık seni cümle alem dualarımız hep seninle.
Fani dünya kime yar olmuşki? Kim yar olacak seninle - bizimle?
Aşk-u ilahidir ancak yar-i baki, varlığında bütünleşmekle...

12 Ocak 2016 Salı

Murad-ı Hissiyat

Murad-ı ilahi olmuşsa onun takdirinden,
Uzak yakın, varlık yokluk ne gelir elden. 
Razı olmaktır bize, her ne dilerse bizden. 
Allah'ım ver bize, tüm muradımızı yürekten. 
Tam kam alsın, Hakkı'yla halkıyla yürekten. 

10 Ocak 2016 Pazar

Sabır - sükun - saadet

Sabır, iman, istikrar, inandığından bir an bile duru olmayan,
Üstüne gelse de cefalar, ızdıraplar, kinler tüm hoş olmayan
Mevsimini bekler, dertleriyle derdest olsa da her an. 
Eskisi, yenisi ne olursa olsun birdir. Önemlisidir var olan. 
Yakini ister, yönelişi istikametinin mihmandarından 
Yüceler yücesi, onun en mahbubudur, en mukaddesatından. 
Ehliyle mes'ud olsun, muştu bulsun, dareyn-i saadettinden

Gönlün Delikanlısı

Madem ki varsın, dinle benden nerden gelir bu endam? Sen kimsin?
Ustadıdır Ensar'ın, rehberlerin en yakışıklısıdır  muhacirin, 
Sahib-i din, dinin de muallimidir. Mahbubudur gençlerin,
Allah vergisidir onunki, var olsun bu da onun gibi bizlerin. 
Birilerinin rehberi, gönlüllerin ilacı. Sahibi olsun duaların. 

Sır Küpü

Uzun uzun dinlediklerimiz vardı onlarin hikayesi,
Biri bize o kadar yakındı ki; ailemizden birisi,
En hassas olduğunuz zamandı, geldi birisi,
Yanı başımızda duranı istedik ki olsun onun gibisi,
Daha ne isteyecektik ki; O en sevgilinin sahib-i sevgisi. 
En iyi bilirdi, kimin kim olduğu, sırların sahibi...

8 Ocak 2016 Cuma

Zerefşan-ı Mutluluk

Hakiki bir hakperest bekledik uzunca, 
Allah'ın Arslan'ı gibisinin adı anılınca,
Mukadder bir yiğit yolcu bize ulaşınca,
Zerefşanımız o, bizim menşe-i ümidimizde
Allah daim etsin onu, hizmet-i istikametinde...

6 Ocak 2016 Çarşamba

Hayallerim ve o

Evvel yoktun içinde dayanılmaz bir arzuydun.
Birlikte garkettik biz gülerken sen ağlıyordun. 
Rikkatli halin gönlümü bir güzel hoş ediyordu,
Ufuklara bakışın vardı, hayallerimi var ediyordu


5 Ocak 2016 Salı

Ehl-i Dil Ötesi


Ehl-i dil gönülden diler kardaşdan ötesi
Rıza-i ilahi olmaktır ki; onun her nefesi
Kaygım yok, eminim ki O, O'nun bendesi
Allahım ver onun da gönlüne bir böylesi,
Nasibim var râm'ım kimsede yok onun gibisi



3 Ocak 2016 Pazar

Bacı




Allah şahidim ki, kimde var böyle bir bacı
Yoktur billahi onun ruhu kadar mütevazı
Salihaların sultanı gönlümde onun varlığı
En iyisi, en eskisi, enlerin bir tanesi, en canlısı
Lazım herkese onun gibi bir kan kardeşi