29 Eylül 2016 Perşembe

Lezzet-i İçes

İzzetini bulasın, her daim lezzetini tatdıkça
Sanma! kalır; tadı, tuzu, sadece aldıkça
Taşınır sen nerdeysen, o da yanında oldukça
Anlarsın az bir zaman geçince aşık oldukça
Nasıl da vuruldum bu lezzete ben ahmakça
Ben miyim bu yoksa beni benden eden o oldukça
Uslanmaz oldum dersin keyfine keyf kattıkça
"Lüzumsuz demiştim"dersin ilk evvel hatırladıkça 

Çanlar çalıyor dersin onun vakti geldikçe 
İstemesen de istersin onu hep gördükçe
Güzeller görmedim daha, bunu gördükçe 
Kazanmaktadır her gelen gönlü gönlümce 
Özgürlüğünü yaşayan bilir kişi aşkını bilince  
Fethedecek nice gönüller var gönle girince
Tek hakikat var elbet, gerçek lezzeti farkettikçe. 
Evet dedikçe başlar hep mutluluklar! Eşleştikçe 

Eskişehir ne güzel bir şehir içinde istanbul oldukça
Sanki buldum onu dersin, ağzının tadını aldıkça 
Kaçırılmayacak bir fırsat bu mekanda bu oldukça
"İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar" aşıkca 
Şanslı "bir huzur almaya geldim" sen burda oldukça
Eski Şehr-i Stanbul'lu şarkılar hep seninle oldukça
Hayır getire sevenlere; sevdikçe, oldukça bolca
İsmini anarım tadı dilimde, sen aklımda kaldıkça 
Rızası oldukça kişinin, işi olacaktır onu aldıkça

24 Eylül 2016 Cumartesi

İzzet-i kudret

Ey izzetini zillete çeviren, kibrinden kendini izzetli sanan kişi,
Liyakati nedir bilmez. Kendisi Halık'ın hakkını almış kişi!..
Mahlûkunun, izzetini de şerefini de vermek hep onun işi.
Uzunu da, kısayı da, esgarı da, esfeli de eşrefi de bahşetmektir işi.
İstediğine istediği izzeti veren, istediğine şan - şeref verişi,
Zül adlindendir. İzzet, zillet olur eğer kibirlenirse kişi,
Zat-ı takdis, elbet verir hakkını; izzetli de zilleti de olsa kişi.

Rafi-ul Ala

Ey yüceler yücesi, zalimin alçalttığını yücelten yüce 
Rızan varsa senin, her mazlumiyet yücedir indinde
Refik sensin yolunda olanlara, kıl daim sırat-ı müstakiminde
Azmimizi uğratma dumura. El an aşağılarda görünsek de 
Fanilik vardır dünyanın her işinde yücelt bizi her işimizde
İnandık sana baş koyduk yoluna, yücelik olsun cemalimizde