31 Mayıs 2017 Çarşamba

Fussilet

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1. Ha, Mim

2. Fasıllar halinde bir bütün olarak Rahman ve Rahim tarafından indirilmiş bir kitaptır.
3. Umumen bilen bir topluluk için ayetleri yeterince açıklanmış Arapça okunan kitaptır.
4. Sorumluluk uyarısı ve müjdeleyicidir, Ama onların çoğu yüz çevirdiler, artık dinlemezler
5. Sana dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Bir de ağırlık vardır

    İşiten kulaklarımızda. Bizimle senin aranda bir perde var. Sen yap, biz de yapmaktayızdır."
6. Layıkıyla onlara de ki ( Ey Resulüm): " Ben ancak sizin gibi bir beşerim. Fark vardır
    Emirle sizin ilahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyedilmiştir. Öyle ise yönelmek gerekir
    Tam olarak O'na ve O'ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin. Hallerine eyvahlar!"

7. Fedakarlık yoksunu ki onlar, zekat vermeyenler ve ahiretin varlığını inkar edenlerdir.
8. Ubudiyet içinde olan; iman edip, salih amel işleyenler için kesintisiz mükafatlar vardır
9. "Siz yeri iki günde yaratanı inkar edip ortak mı koşuyorsunuz?" de. O Alemlerin Rabbidir.
10. Sabit dağlar yerleştirdi yeryüzüne O. Orada bereketler yarattı ve tam dört günde etti takdir
      İsteyip arayanlar için eşit olmak üzere hiç bir fark gözetmeksizin bereketli gıdalar, rızıklar.
11. Lütfuyla, sonra duman halinde olan göğe yöneldi. Böylece ona ve yerküreye şöyle der:
      "Emre isteyerek veya istemeyerek uyun,  gelin!" İkisi de isteyerek (itaatle) geldik dediler
12. Tam iki gün içinde, gökleri yedi kat olarak şekillendirdi ve her bir göğe mahsus işler

      Fiilen her birine vahyetti. Biz dünya semasına süsleyerek koyduk kandiller, yıldızlar
      Uyumunu dağılmasından koruduk. İşte bu aziz, yüce ve alim olan Allah'ın takdiridir.
13. Sen şöyle söyle eğer yüz çevirirlerse:"Ben sizi Ad ve Semud' a gelip çarpan yıldırımlar
      Semud ve Ad kavmini nasıl perişan ettiyse benzeri bir yıldırımlarla uyarmaktayımdır."
14. "İbadeti sadece Allah'a edin" diye, onlara önlerinden ve arkalarından elçiler gelince, dediler:
      "Lakin dileseydi Rabbimiz, melekler indirirdi. Böyle olunca, size gönderileni ettik inkar"
15. Evvelki Ad kavmine gelince; onlar yeryüzünde haksız yere kibirlendiler ve dediler
      "Tek biz varız, bizden kuvvetli kimmiş?" Onlar gerçekten kendilerini yaratan Allah'dır

      Fark edip O'nu görmediler mi? O kuvvet bakımından kendilerinden daha üstündür.
      Uydurma şeyler üreterek onlar, devamlı bizim ayetlerimizi bilerek inkar ediyorlar
16. Saldık onların üzerine o uğursuz günlerde bir kasırga. Bunu onlara bir rezillikler
      Salsın dünya hayatında ve rüsvaylık tattırmak için yaptık.Ahiret hesabı ise ayrı rezil eder
      İşte ahiret daha büyük bir aşağılanmadır. Ve onlara orada yardım edilmeyecektir.
17. Layıkıyla Semud'a gelince onlara doğru yolu gösterdik. Fakat onlar körlüğü tercih ettiler
      Eh böylece kazandıkları yüzünden onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakalayıvermiştir.
18. Tek Allah'a iman edenleri ve ona karşı sorumluluk bilinciyle sakınanları kurtarmışızdır.

19. Fakat gün gelir, Allah'ın düşmanları ateşe götürülmek üzere bir araya getirilerek toplanır
20. Ulaştıklarında oraya, işitme, görme, dokunma duyuları kendi aleyhlerine şahitlik edecektir
21. Sonra dediler ki: " Niye aleyhimize şahitlik ettiniz?" Onlar da derler ki: "Allah konuşturuyor
      Sadakatle her şeyi konuşturan odur" Sizi ilk defa yaratan O'dur. O!na döndürüleceksinizdir.
22. İşte siz işitme, görme ve dokunma duyularınız aleyhinize şahitlik edeceğini ummuyor,
      Luzüm görüp hiçbir şeyinizi gizlemiyordunuz. Hatta sanıyordunuz ki; Allah da bilmeyecektir
23. Eh işte sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan, sizi helake sürüklemiştir.
      Tepetaklak olduğunuz bu durum ile hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız sizler.

24. Felaket olan cehennem zaten onların yerleşme yeridir. Sabredip dayanabilirlerse eğer.
      Umutla özür dileyip Rab'lerinin razılığı için tekrar dünyaya dönmek isterlerse, bu imkansızdır
25. Sadık bir takım arkadaşlar katarız onlara. Bunların önlerinde ve arkalarındaki yaptıkları işler
      Süslü ve cazip gösterilir arkadaşları tarafından. Cinler ve insanlardan gelip geçmiş toplumlar
      İçin yürürlükte olan azap hükmü, onlara da hak olur. Çünkü onlar hüsrana uğrayan kimselerdir.
26. Linçle inkar edenler: "Bu Kur'an'ı dinlemeyin, gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz" dediler.
27. Eh artık kafirleri şiddetli bir azap tattıracağız. Yaptıklarının en kötüsüyle cezalandırılacaklardır
28. Tam olarak Allah düşmanlarının cezası ateştir. Onlar için orada ebedi olarak kalma vardır.

      Fiilen onların bizim ayetlerimizi bile bile inkar etmeleri sebebiyle bu ceza onlar içindir.
29. "Ulu Rabbimiz, gerek cinlerden gerekse insanlardan bizi sapıtanları bize gösteriver
      Sapkınları ayaklarımızla çiğneyelim aşağıların aşağısı olsunlar" derler o inkarcılar.
30. Şüphesiz" Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru bir istikamet tutturanlar
       İşte onların üzerine melekler iner ve "Korkmayın, vaadedilen cennetle sevinin" derler
31. Letafetle " Biz dünya hayatında da ahiret hayatında da sizin velileriniziz. Orada sizindir -
32. Eşsiz, nefsinize özel arzuladığınız her şey. Gafur ve Rahim olan Allah'tan ihsandır.
33. Tanım olarak: "Ben müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?

      Fiilen makbul ve güzel işler işleyen, onun yolunda olup ve Allah yoluna çağıran kimsedir
34. Uygun güzellikte kötülük olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştır
      Sonra bir de bakarsın ki, seninle aranda düşmanlık olan kimse sana dost oluvermiştir.
35. Sabredenlerin kârı ise kötülüğe karşı iyilik hasletidir. Faziletten yana nasibi olanlarındır.
36. İşte şeytandan gelen bir vesvese seni dürterse hemen Allah'a sığın. O her şeyi bilir, işitir.
37. Leyl ve gündüz, Güneş ve Ay hepsi O'nun ayetleridir. O halde Güneş'e ve Ay'a secdeye hayır!
      Eşsiz olan ve onları yaratan kimseye secde edin. Eğer O'na ibadet ediyorsanız sizler.
38. Terslik yapıp kibirlenecek olurlarsa eğer, şunu bilsinler ki; Rabbinin nezdinde olan melekler

      Fasılasız olarak gece gündüz O'nu tenzih, tesbih eder ve asla bu yaktıklarından usanmazlar
39. Umumen O'nun kudretinin ve hikmetinin delillerinden biri de şudur ki: Yer görünür -
      Sararmış, boynu bükük, kupkuru senin tarafından. Fakat Biz üzerine su indirince yer -
      Salınır harekete geçip kabarır. İşte bu yere kim hayat veriyorsa ölüleri O diriltecektir
      İşte kupkuru gördüklerin nasılsa öyledir. Çünkü O var olan her şeye gücü yetendir.
40. Lakaytlık gösterip, ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğriliğe doğru sapanlar
      Emin olsunlar ki bize bunlar gizli kalmaz. O halde ateşin içine atılan mı daha iyidir?
      Tersi olarak kıyamet günü güvenle gelen mi? Dilediğinizi yapın! O yaptığınızı görendir.

41. Fevkalade olarak kendilerine kitap geldiğinde inkar ettiler! O kitap aziz üstün bir kitaptır.
42. Uygunsuz boş bir söz gelmez, ne önünden de arkasından. O Hamid ve Hakim'den indirilmiştir
43. Sana söylenen senden önceki elçilere de söylenmiş olan şeyden başka bir şey değildir
      Şüphesiz ki; Rabbin hem bağışlama, esirgeme sahibi, hem de acı, elim azap sahibidir.
44. İsteyip de eğer onu yabancı bir dilde Kur'an yapsaydık: "Ayetlerin dili olmalıydı anlaşılır,
      Lazım değil miydi açıklama? Arab'a yabancı söz mü geliyor" derler. Sende de ki;"İnanlar -
      Emin olanlar için bir yol gösterici ve (içlerine) şifadır. İnanmayanlara gelince, onlar
      Tıkalıdır kulakları, ağırlık vardır. Onlara körlük var. Sanki Onlar uzaktan çağrılıyorlar

45. Fasih kitabı Musa'ya verdik yemin olsun. Fakat onlar o kitapta anlaşmazlığa düştüler
      Uğrunda daha önce Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, mutlaka hüküm verilir
      Sözün yerine iş bitmişti. Gerçekten onlar bundan yana kuşku verici tereddüt içindeler.
46. Sizden kim iyi iş yaparsa yararı faydası mükafatı kendisinedir ve yine kendisinedir
      İşin kötüsünü kim yaparsa, zararı cezası. Rabbin kesinlikle kullarına zulmedici değildir.
47. Lahuti ilim (kıyametin saati) O'na döndürülür. O'nun bilgisi olmadan ne meyveler,
      Evi olan kabuklarından dışarı çıkar, ne de bir dişi canlı gebe kalır, ve ne de doğurur
      Tam o gün: "Nerede benim ortaklarım?" denir. Onlar da:"Sana arz ettik bizden şahit yok" der

48. Fahurca yalvarıp durdukları şeyler sapıp gitmiş. Onlar kaçacak yerleri olmadığını anamışlardır
49. Usanmaz insan devamlı hayır istemekten. Ama kendisine şer isabet etti mi üzülür. ümitsizleşir.
50. Şayet kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: " Bu hakkımdır;
      Sanmıyorum kıyametin kopacağını, Rabbime dönmüş olsam bile, Onun yanında vardır
      İstediğim daha güzel şeyler benim için" der. Biz o nankörlere yaptıklarından edeceğiz haberdar.
      Layık oldukları kaba azabdan mutlaka tattıracağız. Hadi bakalım nankörlüklerini yapsınlar.
51. Eğer insana bir nimet verirsek o yüz çevirir yan çizer, Ona şer dokundu mu yalvarır durur.
52. Tam olarak de ki:" Gördünüz mü, ya O Allah tarafından ise ve siz de onu inkar etmişseniz eğer

      Farklı olarak davrandığınız o zaman, uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"
53. Ufuklarda ve kendi canlarında Biz onlara ayetlerimizi göstereceğiz, gördükleri zamanlar
      Sabit bilinen o (Kur'an)'ın gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun, (onu iyice bilsinler.)
      Senin için Rabbinin her yapılan işe, her söylenen söze tanık olması yetmez midir?
54. İyi bil ki onlar, Rablerine kavuşup kavuşmayacağından dolayı kuşku içindedirler
      Lazım olduğu kadar iyi bil ki O, her şeyi kuşatmıştır. (  Her şey bilgisi dahilindedir)
      (Emin olun ki: bunca delillerden sonra huzura gelmelerinde şüphe içindedirler.
       Tamamiyle her şeyi kuşatmış olan Allah, her şeyin sahibidir. Bilgisi dahilindedir.

28 Mayıs 2017 Pazar

Şura

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1. Ha, Mim,
2. Ayn, Sin, Kaf

3. Şanı yüce, aziz ve hakim olan Allah, sana ve senden önceki Resullere böyle vahyetmektedir.
4. Üstte, göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. O, yüceler yücesidir, O pek büyüktür
5. Rab'lerini överek tenzih ve takdis eder, yerde bulunanlar için mağfiret dilerler, melekler..
    Ama neredeyse, müşriklerin sözlerinden gökler üstlerinden çatlayıp - parçalanacaklar.

    Şahidi olun, haberiniz olsun ki; gerçekten Allah, günahları örten, bağışlayan ve esirgeyendir.
6. Ulu Allah'ın dışında başka dostlar edinenlerin yaptıklarını Allah görür, onları gözetler.
    Refakat etmek üzere sen onların üzerine vekil değilsin. Onların tüm halleri Allah görür
7. Arapça Kur'an vahyettik sana, şehirlerin anası olan ( Mekke halkı) ve çevresinde olanlar

    Şüphe olmayan toplanma gününü haberdar olmaları ve onları bununla uyarman içindir.
    Umutsuzca onların bir bölümü çılgınca yanan ateşin içinde, bir kısmı da cennettedir.
8. Rıza-i İlahi dileseydi, bütün inanları tek bir ümmet yapardı. Fakat O insanları yaratmıştır
    Ancak ne hak ederlerse ona göre rahmetine dahil eder. Zalimlerin hamisi ne de yardımcısı vardır.

9. Şahsen, O'nun dışında veliler mi edindiler? İşte Allah; velidir. ölüleri dirilten, her şeye kadir O'dur
10. Unutmayın ki; hangi hususta ihtilaf ederseniz ediniz bilin ki O'nun hükmü, Allah'a aittir.
      Rabbim olan Allah işte budur. Ben yalnız O'na dayanır ve güvenirim. Yönelişim, gönlüm O'nadır
11. Ancak O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Size kendi cinsinizden eşler meydana getirmiştir.

      Şahane çiftler de yaratmıştır hayvanlar için. Sizleri bu tarzda türetiyor her yere yayıyor.
      Uzmanlıkta, uygulamada O'nun benzeri gibi olan hiç bir şey yoktur. O işitendir, görendir.
12. Rızkı dilediğine genişletir ve kısar. Göklerin ve yerin anahtarı O'nundur. O her şeyi bilendir.
13. Allah, Nuh'a Sana, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya " Dine dosdoğru uyun, dinde ayrılıklar

      Şeklinde bir duruma düşmeyin" diye vasiyet ettiğimiz dini size şeriat kıldı. Çağırdığın esaslar
      Uygulamak üzere müşriklere ağır geldi. Allah dilediğin buna seçer. Yönelenleri hidayete erdirir
14. (Rab'den) kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtiras ve hasetten dolayı ayrılığa düştüler
      Ancak Rab'binden, adı konulmuş bir ecele kadar erteleme sözü olmasaydı, onlar için hükümler

      Şimdiden verilirdi, işleri bitmişti! Ehl-i Kitaptan sonra kitaba varis kılınanlar (Mekke'li müşrikler)
      Umumen onun ( Peygamberin) hakkında, kendileri çok derin bir kuşku ve şüphe içindedirler.
15. Restin olsun sakın onların keyfine uyma! Sen emredildiğin gibi dosdoğru ol böylece onları çağır.
      "Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletle hükmetme emri verildi. Allah Rabbimdir

      Şanı yüce Allah sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin yaptığınız ameller sizindir.
      Uyumsuzluk olacak her hangi bir tartışma sebebi yoktur. Bizimle sizin aranızda fark yoktur
      Rab olan Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Hepimiz de O'nun huzuruna götürüleceğizdir.
16. Allah hakkında tartışma ve itirazlar, onların dine icabetten sonra olması Rableri katında boştur.

      Şiddetli azaba çarptırılır onlar, (ahirette) aynı zamanda onların üzerine bir gazab vardır.
17. Uygulayıp ikame etmek için kitabı ve adalet ölçüsünü, Allah hakkı bildirmek üzere indirmiştir.
18. Rahatsız olup da kıyamet (dirilme) saatinin gelmesini acele isteyenler, ona inanmayanlardır.
      Ancak müminler ise O'nun gerçekten vaki olacağını hakkıyla bilir ve o günden kaçınırlar.

      Şahsen kıyamet hakkında münakaşa edenler, haktan çok uzak, derin bir sapıklık içindedirler.
19. Ulu Allah kullarına lütufkardır. Dilediğini bir şekilde rızıklandırır. O çok kuvvetlidir, azizdir.
20. Rıza-i arzusu kimin ahiret mahsulü ise onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kiminki dünyalıklar
      Arzusu ise ona da ondan veririz. Dünya mahsulü isteyenin ahirette alacağı bir nasibi yoktur.

21. Şanı Yüce Allah'ın izin vermediği bir takım şeyleri din diye kabul ettirmek isteyen putları mı var?
      Ümitle, Allah'ın cezayı erteleme hükmü olmasaydı, İşleri bitmişti. Zalimlere gayet acı azap vardır
22. Rastlaştıklarında o gün, zalimlerin kazandıklarından dolayı korkuyla titrerken görürsünüz sizler.
      Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet bahçelerindedirler. İşte onlar için vardır

      Şahid olup diledikleri her şey, onlar için Rab'leri katındadır. İşte bu da pek büyük bir lütuftur.
23. Ubudiyet içinde olup, salih amel işleyen kullarına işte Allah böyle müjdeler vermektedir.
      Razı olduğu kulları; iman edip salih amel işleyen kullarıdır. müjdeler de onlarındır.
      "Akrabalık sevgisi dışında, ben sizden tebliğime karşılık bir ücret istememekteyimdir."

      Şeklinde onlara de! Kim iyilik kazanırsa, biz iyiliğini artırırız. Çünkü Allah Gafurdur, Şekurdur.
24. Uğraşıp duran o inkarcılar, senin hakkında yoksa: "Allah adına yalan uydurdu" mu diyorlar?
      Rahatlıkla, Allah dilerse senin de kalbini mühürler. Allah batılı yok edip ortadan kaldırır.
      Allah indirdiği kitapla hakkı pekiştirir, kuvvetlendirir. Gerçekten O, kalplerin içinde ne varsa bilir.

25. Şerleri, günahları bağışlayan, yaptığınız her şeyi bilen, kullarından tevbeyi kabul eden O'dur
26. Ubudiyet üzere iman edip salih amel işleyenlerin dualarına icabet eder, hatta fazlından artırır.
      Reddedip imanı inkar edenlere gelince; onlar için orada çok şiddetli, çetin bir azap vardır.
27. Allah kullarına rızık ve imkanları bol verseydi, onlar dünyada azarlardı. Ancak O dilediği miktar

      Şanına uygun ölçüde indirir. Çünkü O, kullarından haberdar olandır, onları çok iyi görendir.
28. Umutlarını kestikten sonra onlar, O ki; yağmur indirir, rahmetini yayar. O, Veli'dir, Hamid'dir
29. (Rab'bin) gökleri ve yeri yaratması ve oraları her türlü canlı ile doldurması, O'nun ayetleridir.
      Ayetler onun kudret ve kuvvetinin delilleridir. O dilediği zaman hepsini toplamaya  kadirdir.

30. Şahsen başınıza gelen her musibet işlediğiniz günahlardandır. Allah onların çoğunu bağışlar.
31. Ümitle kaçarak Allah'ın cezasından kurtulamazsınız. Allah'tan başka veliniz, yardımcınız yoktur
32. Rahatlıkla denizde yüce dağlar gibi seyreden gemiler, O'nun kudret ve hikmetinin delillerindendir
33. (Allah) eğer dileyecek olsa, rüzgar durdurur, onlar olduğu şekliyle onun üstünde kalakalırlar

      Şüphesiz, bunda çokça sabreden, çokça şükreden kimseler için gerçekten büyük deliller vardır.
34. Uygulamalarıyla kazandıkları şeyler sebebiyle onları yok eder, bir çoğunu da affedebilir.
35. Rakip olup, ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kaçacak yerleri olmadığını bilip öğrensinler
36. Aidiyetinize verilen ne varsa hep dünya hayatın geçici metaıdır. Allah katında ahirete ait nimetler

      Şanı yüce Rab'lerine güvenen ve iman edenler için hem daha değerli hem de devamlıdır.
37. Uygunsuz çirkin işlerden, büyük günahlardan kaçınır onlar, öfkelendikleri zaman bağışlarlar
38. Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şua ile olanlar,
      Aralarında kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden başkalarına da infak edenler, onlardır.

39. Şer ile karşılaşıp bir zulme uğradıkları zaman, birbirlerine yardım ederek karşı dururlar.
40. Umumen kötülüğün karşılığı, onun misli olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah eder,
      Razılık oluşturur barış sağlarsa, onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, Zalimleri sevmemektedir.
41. Artık kim zulme uğradıktan sonra hakkını savunup alırsa, onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

42. Şüphesiz ki; yol ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde başkaların haklarına tecavüz edenler
      Umumen haksızlık edenlerin aleyhinedir. İşte bunlara çok şiddetli acıklı bir azap vardır.
43. Rezilliğe, her türlü eziyete karşı, kim de sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdir
44. Allah kimi sapıtırsa, artık ondan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördüklerinde görsen bir -

      Şanş ararlar kurtuluş için, her tarafa çaresiz bakınıp: "Geri dönmeye bir yol var mı?" derler
45. Umutsuzca zilletten başları önlerine düşmüş bir halde onları görürsün. ona (ateşe) sunulurlar -
      Refleks olarak sezdirmeden göz ucuyla ona bakarlar. İman edenler de onlar için derler:
      "Açıkçası gerçekten hüsrana uğrayanlar, hem kendilerini, hem de akrabalarını sürüklediler.

      Şu kıyamet gününde" Haberiniz olsun sizin! İyi bilin ki, zalimler devamlı bir azap içindedirler
46. Umutları olacak Allah'tan başka dostları yoktur. Allah kimi sapıtırsa, başka hiç bir yol yoktur
47. Reddi imkansız gün, Allah tarafından gelip çatmadan Rab'binizin davetine icabet edin sizler
      Açıkçası o gün ne sığınacak bir yer, ne bir delik bulabilirsiniz, ne de yaptıklarınızı inkara çare var.


48. Şayet bu çağrıya yüz çevirirlerse, hoş biz de seni onlara bekçi göndermedik ya! Görevin tebliğdir.
      Ulaştırıp onlara rahmet tattırdık mı, insan onunla sevinir, ferahlar. Ama başlarına bir iş gelir
      Rahatı kaçar, kötülüğe uğrarsa, bunlar kendi eliyle gelenlerdir. Gerçekten insan nankör oluverir
49. Allah'ındır göklerin ve yerin saltanatı, dilediğini yaratır, dilediğine kız, dilediğine oğlan verir.

50. Şüphesiz ki O her şeyi bilir ve kadirdir. Dilediğine kız-oğlan ikiz verir, dilediğini de kısır bırakır
51. Ulu Allah insanla konuşmaz, ancak vahiyle, yahut bir perde ardından veya bir elçi vasıtasıyla olur
      Rızasıyla, kendi izniyle vahyeder. Şüphesiz ki O, pek yücedir. hüküm ve hikmet sahibidir.
52. (Açıklamak üzere) işte böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Halbuki sen kitap nedir,

      (Şahid olunmayan) iman nedir bilmezdin. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla hidayete erer
      Ubudiyete yönelir dilediğimiz kullarımız. Şüphesiz sen dosdoğru yola yöneltip iletensindir.
53. (Resulum!) İşte sen göklerde ne varsa, yerde ne varsa tümü kendisine ait olan Allah yolundadır.
      Allah yolunu gösteriyorsun. İyi bilin ki; bütün işler eninde sonunda tek merci Allah'a döner,

26 Mayıs 2017 Cuma

Zuhruf

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.
1. Ha, Mim

2.-3. Zahiren, apaçık Kitap'a andolsun. Anlayıp düşünmeniz için Kur'an'ı Arapça yapmışızdır
4.     Ulu katımızda olan ana kitaptandır O şüphesiz. O çok yücedir, hüküm ve hikmet doludur.
5.     Haktan çıkan bir kavimsiniz diye bu uyarıyı göndermekten vaz mı geçelim? Mümkün değildir.
6.     Resullerin nicelerini göndermiştik, daha önceki milletlere de. Onların peygamberleri vardır.
7.     Umumuna gelen bir peygamber geldikçe onlar mutlaka onunla istihza edip alay etmişlerdir.
8.     Farkı olup, onlardan kuvvet olarak üstün olanları yıkıma uğrattık. Örnekleri öncekilerdir.

9.     Zaten, gökleri ve yeri kim yarattığını sorsan, " Elbette, çok bilen, yüce Allah yarattı" derler
10.   Umulur ki, doğru yola gidersiniz diye, yeryüzünü bir beşik kıldı, ve onda yollar yapmıştır.
11.   Hayat için gökten bir ölçü su indirmiştir. Onunla ölü yeri  canlandırır. Böyle çıkarılırsınız sizler
12.   (Rab) bütün çiftleri yarattı ve sizin için gemilerden ve hayvanlardan binilecek şeyler var etmiştir.
13.   Üstüne binip doğrulmanız, sonra da Rabbinizin nimetlerini anmanız, "Onları veren ne yücedir.
        Fevkalade yücelik bunları bize takdir edenindir. Yoksa biz bunu edinemezdik" demeniz içindir.

14.   Zaten hiç şüphe yok ki biz, çevrilip yine Rabbimize döneceğiz demek içindir, bu nimetler
15.   Ulu Allah'ın bir parçası olarak kullarından bir kısmını saydılar. Doğrusu insan apaçık nankördür
16.   Haşa, yoksa  O, yaratıklarından kızları kendine ayırıp ve erkekleri de size mi ayırmıştır.
17.   Rahman'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, onlardan biri, hiddetle yüzü simsiyah kesilir.
18.   Üzerine titreyip, süs içinde yetişen, kuvvetle mücadele edemeyecekleri mi O'na isnat ediyorlar?
19.   Farzetiler ki Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi olarak. Onların yaratılışını mı gördüler?

        Zaten onların böylesi şahitlikleri yazılacak ve bundan dolayı da sorguya çekileceklerdir.
20.   Ulu orta bir de derler ki: " Eğer Rahman dileseydi biz onlara tapmazdık" Aslında onlar
        Hiç bilgi sahibi değillerdir. Onlar bildiklerini zannederek kafadan bir şeyler atıyorlar.
21.   Referans olacak bir kitap mı vermişiz ki önceden, bizim verdiğimize mi sarılıyorlar?
22.   Umurlarında değil hayır! Ne bilgileri ne kitapları var! Onlar buna sadece şöyle derler:
        "Fakat babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerinden gitmekteyizdir"

23.   Zaman olarak senden önce de, uyarıcı bir peygamber gönderdiğimiz bir çok şehir vardır.
        Ukalalıkla oranın varlıklıları: " Biz babalarımızın bir dine bağlanmış gördük. Bizler
        Hak din diye onların bıraktıkları izlerini takip edip onların dinine uyduk!" demişlerdir.
24.   Resul onlara: "Ben size babalarınızın bağlandıkları dinden daha doğrusunu getirir,
        Üstün olan dini size sunarsam, yine de sürüp gidecek misiniz?" diye sorunca onlar:
        "Farketmez, gerçekte biz sizinle gönderilen mesajı inkar ediyoruz" demişlerdir.

25.   Zahir böyle olunca, Biz de onlardan intikam aldık. İşte bak! yalanlayanların sonu nasıl olur.
26.   "Uzağım sizin taptıklarınızdan kesinlikle" demişti. İbrahim, babasına ve kavmine o zamanlar.
27.   Hak olan, beni yaratan başka. Ben ona kulluk ederim. İşte O beni doğru yola yöneltip iletecektir.
28.   Rehberlik etsin diye O, bu sözü gelecek nesle miras olarak bıraktı. Umulur ki artık dönerler
29.   (Umutla) Hakikatte; Ben bunları ve atalarını hakkı açıklayan elçi gelinceye kadar yaşatmışımdır.
30.   Fakat kendilerine hak gelince:" Bu bir büyüdür, biz ona karşı gelir inkar ederiz" dediler.

31.   Zanlarıyla onlar:"Kur'an iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi?" dediler
32.   Umdukları şey Rabbinin rahmetini kendileri mi pay etmektir? Dünya hayatında maişetleri vardır
        Hakkıyla bir paylaştırdık ve onlardan bir bölümü diğer bölümüne tesir etmesi için farklıdır.
        Rabbin rahmeti bir bölümünü diğer bir bölümüne göre üstün dereceler verilerek yükseltilmiştir.
        Ulu orta toplayıp yığdıkları, bir araya getirdikleri şeylerdense,  Rabbinin rahmeti daha hayırlıdır.
33.   Fakat insanlar küfürde birleşip tek bir ümmet olmayacak olsalardı, Rahman'ı inkar edenlere olur

        Zaten evlerine gümüşten tavanlar ve yapardık üzerine çıkıp yükselecekleri merdivenler
34.   Üzerine yaslanıp dayanacakları koltuklar. Evlerine (konforlu döşemeli gümüşten) kapılar
35.   Hakikatte daha nice süsler... Bunlar dünya metaıdır. Ahiret ise, Rabbin katında, muttakilerindir.
36.   Rahman'ın hikmetlerle dolu ders olarak gönderdiği Kur'an'ı kim göz ardı ederse, Biz de ona bir -
        Uzaklaştırıcı şeytan sardırırız; artık o, ona arkadaş olur. Haktan hakikatten uzaklaşmış olur
37.   Fısk ile bu şeytan onları yoldan çıkarır ama onlar kendilerini hala doğru yolda olduklarını sanır.

38.   Zaman geçer huzurumuza gelinceye kadar böyle devam eder. Huzurumuza çıktıklarında onlar -
        "Uzaklığımız seninle, doğu ile batı arası kadar olsaydı keşke" şeklinde, şeytan arkadaşına der.
39.   Hak Teala: "Bu temenniniz bugün size hiçbir fayda sağlamaz. Çünkü hayat boyunca sizler -
        Refik olarak birlikte zulmettiniz. Burada da azabı birlikte çekeceksiniz." diye buyurur.
40.   Umarsızca kör ve sapıklık içindekini hidayete sen mi erdirecek, sağıra sen mi işittireceksindir?
41.   Fakat biz seni alıp götürsek ( vefat ettirsek) elbette onlardan intikam alırız. Bu gerçektir.

42.   Ziyadesiyle vaat ettiğimiz şeyleri kendilerine gösteririz. Biz gerçekten onlara güç yetirenizdir.
43.   Ubudiyetinle sen, sana vadedilen şeye sımsıkı sarıl. Sen dosdoğru bir yol üzerindesindir
44.   Hak olan Kur'an, senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz O'ndan sorulacaksınızdır.
45.   Resullere ki senden önce gönderilen, sor: Biz Rahman'dan başka tapılacak ilah kılmış mıyızdır?
46.   Uyarıcı olarak Andolsun ki; Musa'yı, Firavun'a ve ileri gelenlerine ayetlerimizle göndermişizdir.
        Firavun'a ve çevresindekilere "Muhakkak ki; ben, alemlerin Rabbinin elçisiyim" demiştir.

47.   Zevkle, alaya alarak gülmeye başladılar, Musa onlara ayetlermizle gelince böyle yaptılar.
48.   Umulur ki dönerler diye azapla yakaladık. Gösterilen mucizelerin her biri, diğerinden büyüktür
49. "Hidayete ereceğiz gerçekten Ey Büyücü! Sana olan ahdi üzere bizim için Rabbine dua et" dediler
50.   Rahatsız edici çekip giderince, bir de görürsün ki onlar sözlerinden dönmeye başlarlar.
51.   Ululandığı halde, kavmine çarğrıda bulunarak Firavun dedi ki:" Ey kavmim mülk-i Mısır,
        Faydalı olarak altında akmakta olan nehirler benim değil mi?" Yine de görmez misiniz sizler

52.   Zavallı, neredeyse kendini anlatamayan şu adamdan daha hayırlı değil miyim yoksa? Bu nedir?
53.   Uygunsa, doğruysa eğer, üzerine altından bilezikler atılmalı, beraberinde melekler gelmelidir.
54.   Hakikatte kavmini küçümsedi, onlarda ona boyun eğdiler. Gerçekten onlar fasık bir kavimdir.
55.   Restleşip, artık bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam alıp, topluca suda boğmuşuzdur .
56.   Unutulmayacak bir ibret olarak onların bu durumu, sonradan gelecek inkarcılara bırakılmıştır.
57.   Fakat, Meryem oğlu İsa misal olarak verilince senin kavmin keyifle, kahkaha ile gülüyorlar.

58.   (Zavallıca) "Bizim ilahlarımız mı hayırlı yoksa O mu"dediler. Bu bir tartışma olsun istedir.
        Uydurmak için örnek verdiler. Hayır, onlar tartışmacı, kavgacı ve düşman bir topluluktur.
59.   Hakikatte O, sadece bir kuldur. Kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına örnek kılmışızdır.
60.   (Rahatlık) dileseydik, elbette sizden melekler kılardık, yeryüzünde ( size) halef olurlardı onlar
61.   Uzak düşünülen o, kıyamet saati bir ilimdir muhakkak. Öyleyse ondan yana kuşku olmamalıdır.
        Farklı bir şey zannedip kesinlikle kuşkuya kapılmayın ve bana uyun.  Dosdoğru yol budur.

62.   Zatınızı şeytan sakın Allah'yolundan alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.
63.   Umuma açık belgelerle gelince İsa, dedi ki: Ben size bir hikmetle ve içine düştüğünüz  ihtilaflar
        Hakkındaki şeyleri açıklamak için geldim. Allah'tan hakkıyla korkun ve bana itaat edin sizler.
64.   Rabbim olan Allah sizinde Rabbinizdir. Şu halde O'na kulluk edin. Doğru yol sadece budur.
65.   Uyuşmayan ihtilafa bir takım gruplar düştüler. Artık acı bir günün azabı zalimlerin vay halinedir.
66.   Farkında olmadan şuursuzca kendilerine gelecek kıyamet saatinden başkasını mı gözlüyorlar?

67.   Zahit muttakiler  hariç olmak üzere, o gün, dostların, bazıları bazılarına karşı olarak düşmandır.
68.   Üzülen ve korkanlara O gün Allah: Ey Kullarım! Bugün size korku ve üzüntü yoktur" diyecektir
69.   Hakkıyla ayetlerime iman edenlerdir onlar. Allah'a tam boyun eğmiş, müslüman olmuşlardır.
70.   (Rızaya kavuşmuş olarak) Haydi siz de, eşleriniz de neş'e dolu olarak buyurun cennete! (denir)
71.   Ulu orta her tarafta hizmetçiler fır döner, kendilerine altın tepsi ve kaselerle ikram ederler.
        Ferahlığınız için canınız ne isterse, gözleriniz hangi manzaradan hoşlanırsa hepsi vardır.

        Zevkinizin arzu ettiği dilediğinizi oradadır. Hem siz zaten burada devamlı kalacaksınızdır.
72.   Ufkunuz altındakiler, İşte dünyada yaptığınız makbul işlerden dolayı varisi yaptığınız cennettir!
73.   Haliyle size orada, istediğiniz şekliyle yiyebileceğiniz aklınızdan gelen her türlü meyve vardır.
74.   Rahat yaşayıp, suçlu ve günahkar olanlar şüphesiz cehennem azabı içinde süresiz kalacaklardır.
75.   Umutlarını kaybetmiş kimseler oradadır. Onlardan içinde bulundukları azap hafifletilmeyecektir.
76.   Fiilleriyle onlar kendilerine zulmetmişlerdir. Biz onlara zulüm etmedik. Kendileri zalimdirler.

77.   (Zararı artınca, cehennem bekçisine) "Ey Malik, Rabbin bizim işimizi bitirsin diye haykırdılar."
        Umutsuzluk verircesine, o da " Gerçek şu ki; siz burada sürekli kalacak kimselersinizdir."
78.   "Hakkı size getirdik andolsun ki; fakat bir çoğunuz hakkı çirkin görüp tiksinenlersinizdir."
79.   (Resul'e) hile kurmak üzere yoksa işi sıkı mı tuttular? İşte şüphesiz biz de işi sıkı tutmaktayızdır.
80.   Umuma gizli olarak kendi aralarında fısıldaşıp, konuşmalarını sır tuttuklarını zannediyorlar
        Fiilen bizim işitmediğimizi mi zannediyorlar? Hayır, yanındaki elçilerimiz her şeyi yazıyorlar

81.   "Zaten Rahman'ın çocuğu olsaydı eğer ilk önce ben ona tapardım" de. (Bu mümkün değildir.)
82.   Ulu Rab, göklerin ve yerin, tüm saltanatın Rabbidir. İnkarcıların nitelendirdiklerinden yücedir.
83.   Hakettikleriye onlara vaadedilen güne kadar bırak artık onları. Dalsınlar oynaya dursunlar
84.   Rabb'ül alemin, gökte ve yerde tek ve gerçek İlahtır. O tam hikmet sahibidir, Her şeyi bilir.
85.   Uludur O, göklerin, yerin ve ikisinin arasındaki bütün varlıkların mülkünün sahibi ve hakimidir
        Fevkaladelikle kıyametle ilgili bilgiler onun katındadır. Ancak O'na döndürüleceksiniz sizler
   
86.  Zaten O'nun dışında taptıkları şeylerin hiç birisi kendilerine şefaatte bulunmaya malik değildirler.
       Ulu hikmete, hak ve gerçeğe ancak bilerek şahitlik edenler şefaat edebilmeleri müstesnadır.
87.  Hani, gerçekte onlara "Kendilerini kim yarattı? diye soracak olsan, Elbette "Allah" derler.
       Rab-ül alemin olan Allah'ı, nasıl oluyor da O'nu tek ilah kabul etmekten vazgeçiriliyorlar.
88.  Ümitsizce Peygamberin "Ya Rab" demesi, "muhakkak ki bunlar inanmayan kavimdir'i" O bilir.
89.  Faydasızca sen şimdi onlardan yüz çevir ve " Selam size!" de. Artık onlar yakında bileceklerdir.

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Duhan

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1.Ha, Mim

2.-3. Doğru, apaçık Kitab'a andolsun. Onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz uyarıcıyızdır.
4.-5. Umur-u hikmetin hepsi o (gece) ayrılır. Şüphesiz biz katımızdan bir emir ile (elçi) gönderenizdir
6.     Hah olan Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz ki;  O her şeyi işitendir. her şeyi bilendir.
7.     Allah göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Rabbidir. Kesinkes inanıyorsanız eğer.
8.     Neticede O'ndan başka ilah yoktur. Hem öldürür, hem diriltir. O sizin de atalarınızın da Rabbidir.

9.-10. Doğrusu onlar şüphe içinde oynuyorlar. Artık o günü gözle! Gök açıkça bir duman getirecektir.
11.      Ufku dolduran bu duman öyle ki; bütün insanları sarsacaktır. İşte bu acıklı bir azaptır.
12.      "Halimize gelen azabı üstümüzden kaldır Ey Rabbimiz! çünkü biz iman edenleriz" derler.
13.      Ah.. Nerede onlarda öğüt almak? Halbuki kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmiştir.
14.      Nasıl da sonra ondan yüz çevirdiler. Ve dediler ki: "Bu, kendisine öğretilmiş bir delidir."

15.      Devalı olan azabı biz birazcık kaldıracağız, ama siz yine sizlersiniz dönecek olanlar.
16.      (Unutmayın) Ama biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, intikam alacağızdır.
17.      Hakikaten, onlardan önce Firavun kavmini de denedik. Onlara da şerefli bir elçi gelmiştir.
18.      Allah'ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim ( der.)
19.      Nefse uyup Allah'a büyüklenmeyin; Muhakkak ki, size apaçık bir delil getirmişimdir.

20.     Doğrusu beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığınırım
21.     Umurunuzda olmaz eğer bana inanmazsanız, hiç değilse yanımdan uzaklaşın (demiştir.)
22.     Haklarında (Musa) Rabbine sonunda dua etti: "Gerçekten bunlar suçlu-günahkar bir kavimdir"
23.     (Allah da) O halde kullarımı gece yürüyüşe geçir. Mutlaka takip edileceksiniz ( buyurmuştur)
24.     "(Neticede karşıya geç ve) denizi açık halde bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur.

25.-26. Doğrusu onlar nice bahçeler pınarlar terk etmişlerdi. Nice ekin tarlaları ve güzel konaklar
27.-28. Uzunca kalıp keyf aldıkları nimetler. İşte böyle; Biz onları başka kavme miras bırakmışızdır.
29.       Hayır! yok oluşlarına onlara ne gök, ne de yer ağladı. Kendilerine mühlet de verilmemiştir.
30.-31. Andolsun, Biz İsrailoğullarını alçaltıcı azaptan kurtardık. Firavun'dan. O aşırı mütekebbirdir.
32.       (Neticede o devirde) Andolsun ki, İsrailoğullarını bir ilim üzerine alemlere üstün kılmışızdır.

33.-34. Doğrusu onlara, içinde açık bir imtihan olan ayetler verdik. Şüphesiz inkarcılar diyorlar:
35.       "Umumiyetle bizim ilk ölümümüzden başka ölüm yoktur; yeniden diriltilecek değilizdir.
36.       Haydi doğru söylüyorsanız eğer, O halde atalarımızı getirin, bu yapabileceğiniz iş değildir."
37.       Açıkçası bunlar mı daha hayırlı yoksa Tübba kavmi ve öncekiler mi? Onları helak etmişizdir.
            Neticede onlar suçlu - günaha batmış kimselerdi. (Aslında hiçbiri birbirinden farklı değildir.)

38.       Doğrusu Biz göğü, yeri ve bu ikisinin arasındakileri eğlence olsun diye yaratmamışızdır.
39.       Umursamaları üzerine, gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
40.       Hüküm günüdür şüphesiz o gün. ( Hak ile batıl ayrışır)  O gün hepsinin buluşacağı gündür.
41.       Ancak o gün, dostun dosta hiç bir faydası olmaz. Kimse kimseye yardım edemeyecektir.
42.       Ne var ki; Allah'ın merhamet ettikleri böyle değildir. Muhakkak O Üstündür. Merhametlidir

43.-44. Doğrudan hakikat şu ki; zakkum ağacı günahkar olanların yiyeceği bir yemektir.
45.-46. (Uğraşarak yenilen şey) karınlarında maden eriği gibi, suyun kaynaması gibi kaynar
47.-48. Haydi tutun cehennemin ortasına sürükleyin. Sonra başına azap olarak kaynar su dökün denir.
49.-50. Açıkça tat!, Çünkü sen üstün ve onurluydun. İşte bu; sizin kuşkuya düştüğünüz şeydir.
51.-52. Nitekim muhakkak ki; takva sahipleri güvenli makamdadır. Cennetlerde ve pınarlardadır.

53.-54. Düzgün işli ipek ve atlastan giyinip otururlar. İşte böyle iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir
55.-56. Uğurla, güvenlik içinde her türlü meyveyi isterler. İlk ölümden başka ölüm tatmazlar.
56.-57. Hak Teala onları cehennem azabından korumuştur. Rabbin lütfundandır. İşte büyük zafer.
58.        Açıkçası belki öğüt alıp düşünürler diye, Biz onu (Kur'an'ı) senin diline kolaylaştırmışızdır.
59.        Neticesini sen gözleyip bekle; onlar da (elbette başlarına) gelecekleri beklemektedirler.


20 Mayıs 2017 Cumartesi

Casiye

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.
1. Ha, Mim

2. Cenab-ı hakka ait kitabın indirilmesi, Aziz, yüce ve Hakim olan Allah'tandır.
3. Allah'ın kudret ve hikmetine dair, şüphesiz ki göklerde ve yerde deliller vardır
4. Sizin yaratılışınızda ve yaydığı canlılarda tam inanan kavim için ibretler vardır
5. İşleyişindeki değişmesiyle, gece ile gündüz,Allah'ın gökten indirip rızıklar
    Yeryüzünü öldükten sonra diriltmesinde ve kudretiyle evrilip çevrilen rüzgarlar
    En az şekilde akıllarını kullanıp düşünen bir kavim için ayetler, ibretler vardır

6. Cenab-ı Allah'ın ayetleridir işte bunlar. Sana hak üzere okuruz. Öyleyse onlar,
    Allah'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi söz üzerine iman edecekler?
7. Sürekli gerçeği ters yüz edip yalancı ve günahkar olan herkese; olsun yazıklar!
8. İşitir Allah'ın ayetleri kendisine okunurken, sonra inatla müstekbirce kibirlenir
    Yada işitmemiş gibi ısrar eder. Artık sen onu müjdele! Onun için acı bir azap vardır
9. Es kazara ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde, alaya alır. Onlara zilletli bir azap var

10. Cehennem arkalarındadır. Kazandıkları şeyler onlara hiç bir fayda vermeyecektir.
      Allah'tan başka edindikleri velilere de. Onlar için kesinlikle büyük bir azap vardır.
11. Sahih yolu gösteren işte bu Kur'an bir hidayettir. Rabl'erinin ayetlerini inkar -
      İçinde olanlara gelince, onlara en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.
12. Yüce Allah öyle bir zat ki; emri ve izniyle gemiler akıp gitsin. Lütufları var -
      Emrinize verdi denizleri nasibinizi alırsınız. Ola ki, şükrünüze vesile olur

13. Canlı cansız göklerde ve yerde ne varsa, hepsini O lütfederek hizmetinize vermiştir.
      Aleni olarak var olan bu şeylerde, elbette düşünen kimseler için ibretler vardır.
14. Söyle iman edenlere ki: "Allah'ın ceza günlerinin gelip çatacağını beklemeyenler var
      İşte onların alacakları cezalara hiç aldırış etmesinler, kusurlarını bağışlasınlar
      Yüce Allah nasılsa herkese ne yaparlarsa, yaptıklarının karşılığını verecektir."
15. Eğer kim güzel iş yaparsa kendisi için yapar, Kim de kötülük yaparsa eğer,

      Canı öyle ister ama aleyhinedir. Sonunda Rabbinize döndürülüceksiniz sizler
16. Andolsun, İsrailoğullarına Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Onlar -
      Sade, temiz güzel şeylerle rızıklandırıldı. Diğer insanlara üstün kılındı onlar
17. İman konusunda onlara parlak deliller, mucizeler verdik. Şimdi onlar -
      Yaşadıkları din konusunda ihtilaf ettiler. Onların bu halleri ihtiras tan dolayıdır.
      Een gerçeğe dair ilim sırf kendilerine geldikten sonra haset ve ihtiras etmişlerdir.

      Cenab-ı Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri şeyde hükmünü verecektir.
18. Amel olarak din işinde seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Bu tabi olunacak yoldur.
      Sen ona tabi ol! gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma. Senin yolun gerçektir.
19. İşte onlar, Allah'tan sana gelecek herhangi bir cezayı önleyip savamazlar
      Yalnızca zalimler, zalimlerin dostudur. Allah ise takva sahiplerinin dostudur!
20. Eh işte bu; insanlara bir basirettir. Tam iman eden kavim için bir yol ve bir rahmettir.

21. Canları istediği gibi kötülükleri işleyip duranlar, iman edip güzel ve makbul işler -
      Ameller işleyenlere yaptığımız muameleyi, kendilerine de göstereceğimizi sanırlar
      Sandıkları hayatlarında ve ölümlerinde bir tutulacağı mıdır?  Bu muhakeme ne kötüdür!
22. İnşa edilen gökleri ve yeri Allah hikmetle yaratmıştır. Öyle ki; Kim ne kazanırsa eğer
      Yakışacak şekilde karşılığını görsün. Onlara zulmedilmez. Ettiklerinin karşılığı vardır.
23. Emellerini heveslerini ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırır,

      Can gözü olarak kalbini, kulağını mühürleyip gözüne perde çektiği kimseler vardır.
      Artık bu hale düşmüş kimseleri sen gördün mü? Allah'tan sonra kim hidayet verecektir?
      Sizler bunlardan yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz? (Bunlar sizler için ibretlerdir.)
24. İnanmayanlar ahirete dediler ki: "Hayat sadece burada yaşadığımızdan ibarettir:
      Yaşarız, ölürüz. Bizi yalnız bu ikisi arasındaki, zamanın akıp gitmesi helak eder."
      Esasında, buna ait hiçbir kesin bilgi yoktur. Onlar sadece zanlarıyla böyle söylüyorlar.

25. Cahilliye karşın açıkça ayetlerimiz okunduğu zaman onlar için ancak var olan deliller
      "Atalarımızı getirin, eğer doğru söylüyorsanız." Demekten başka bir şeyleri yoktur.
26. Söyle ki: "Allah size hayat veriyor, sonra öldürüyor, daha sonra sizi toplar.
      İşte hakkında şüphe olmayan kıyamet günüdür. Ama insanların çoğu bilmezler
27. Yerin ve göklerin mülkü Allah'ındır. Kıyamet saatinde, batılda olanlar hüsrandadır.
28. Ezilmiş olarak her ümmeti diz üstü çökmüş görürsün. Her ümmet kitabına çağrılır.

      Cümlesi için artık yüzleşmeye çağrılır." Bugün yaptıklarınızı göreceksiniz" denir.
29. Açıkça karşınızda gerçeklerin dile geldiği defterimiz. Yaptığınız her işi kaydetmişizdir.
30. Salih amellerde bulunmak üzere iman edenlere gelince; Rableri, onları rahmetine sokar.
      İşte en kesin başarı en büyük mutluluk budur. Böylesi artık apaçık bir kurtuluştur.
31. Yüce Allah tarafından kafirlere şöyle denilir: " Ayetlerim size okunduğunda sizler -
      Eşsiz şekilde büyüklük taslamış ve siz olmuştunuz değil mi? Hep suç işleyen kimseler.

32. "Ceza ve hesap vakti olan kıyamet (dirilme) saati gelecektir. Allah'ın vâdi gerçektir."
      Açıkça denildiğinde size, siz ise: "Kıyamet neymiş, biz kesinlikle inanmayız." demişsinizdir.
33. "Sonunda ansızın onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıkıverir.
       İşte  o zaman da alay konusu ettikleri şeyler onların kendi başına gelip çatacaktır.
34. Yurdunuz ateş olacaktır. Nasıl ki siz bugününüzle karşılaşmayı unuttunuz, işte sizler
      Ebediyen burada unutuyoruz, yeriniz ateştir. Sizin için artık hiç bir yardımcı da yoktur.

35. Çünkü siz Allah'ın ayetlerini alay konusu edindiğiniz içindir. İşte onun sebebi budur.
      Aldattı dünya hayatı sizi. Böylece oradan ne çıkarılır ne de hoşnutluk dileğiniz kabul edilir
36. Şu halde hamd göklerin Rabi, yerin Rabbi, ve bütün alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
37. İşte göklerde ve yerde azamet yalnızca O'na aittir. O, azizdir. yücedir, hakimdir.
      Yüceler yücesi Allah, yerde ve göklere ve içinde bulunan her şeyin sahibidir.
      Ezeli varlık ve hikmet O'nundur. O, göklerdeki ve yerdeki her şeyin hikmetinin sahibidir.


18 Mayıs 2017 Perşembe

Ahkaf

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1. Ha-Mim

2. Allah; üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibidir. Kitabın indirilmesin O'nun tarafındandır.
3. Hak ve adı konulmuş bir ecel (beli bir süre) olarak gökleri, yeri  ve ikisi arasındakiler
    Kalıcı olmamak üzere, biz yarattık. İnkar edenler uyarıldıkları halde yüz çevirenlerdir.
4. "Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Verin bana haber,
     Fiilen gördünüz mü?" de onlara. Yoksa onların göklerde (bilinmeyen) ortaklığı mı var?

     Ancak, doğru söylüyorsanız, bundan önce kitap ya da ilim kalıntısı varsa, getirin sizler.
5. Hakikatte kendisinin duasına, ta kıyamete kadar cevap veremeyecek, habersizce dualar
    Konumlandırılan, Allah'tan başka nesnelere yalvaran kimseden daha şaşkın kim olabilir?.
6. Ahirette insanlar diriltilip, mahşerde toplandıklarında bu putlar, müşriklere düşman kesilir.
     (Fayda göreceğini zannederek) kendilerine (yalvararak) tapınmalarını şiddetle reddederler.

7. Ayetlerimiz açık açık okunup izah edilince kafirler bu gerçeğe" Bu besbelli sihirdir" derler.
8. Haşa "Kur'an'ı kendisi uydurdu!"mu diyorlar? De ki: "Ben Kur'an'ı uydurursam eğer,
    Kesinlikle Allah, cezamı çok geçmeden verir. Siz bana yardım etmek isteseniz bile böyledir.
    Allah'ın azabından beni kurtaramazsınız. Demek ki sizin bu kabil laflarınız boş sözler,
    Farketmeden içine daldığınız yaygaradan ibarettir. Allah bunu çok da iyi bilmektedir

    (Allah) benimle aranızda şahit olarak o kafidir. O Gafurdur, Rahimdir. (affeder, ihsan eder.)
9. "(Hakikatte) ben peygamberden gelenlerin ilki değilim. Bilemem bana ve size ne yapılır.
     Kendime sadece vahyedilene uyuyorum ve ben, apaçık uyarıcıdan başkası değilimdir.
10. Allah tarafından geldiği halde siz reddetmişseniz bu Kur'an'ı, söyleyin bakalım sizler:
      Farklı olarak israiloğlullarından da bir şahit, ( Kur'an hakikatlerine Tevrat'tan benzerler

      Alın,) Benzerine iman edip şahitlik ettiği halde, büyüklük taslayarak iman etmezseniz eğer
      Hakikaten sonucu ne olur? De. Şüphesiz Allah zalim olan kavmi hidayete erdirmeyecektir.
11. Kafirler inan edenler için dediler ki:" O (Kur'an veya iman) hayırlı bir şey olsaydı eğer,
      Açıkcası onlar bizden önce ona koşup yetişemezlerdi" Oysa onunla hidayete ermediler.
      Fısk içinde kalıp hidaye eremediklerinden: " Bu, eskilerin bir yalanıdır" diyeceklerdir.

12. Amelleri, rehberlikleri ve rahmetleri için bundan önce Musa'nın kitabı bulunmaktadır.
      Hususen bu, zalimleri uyarmak ve iyi hareket eden müminleri müjdelemek üzeredir.
      Kitap, onu doğrulayan Arapça bir kitaptır. Zalimleri uyarır. inanları ise müjdeler.
13. "Allah'tır Rabbimiz" dedikten sonra onlar, dürüst hareket ederler. İşte onlar için yoktur,
      Fecaat benzeri korku ve endişe. Onlar kendilerini üzecek bir durumla karşılaşmazlar.

14. Ancak onlar cennetlik olup, yaptıkları güzel işlere karşılık olarak ebedi yerler vardır.
      Hakları olarak ebedi kalacakları cennetlere girerler. Kıyamet gününden yüz çevirirler
15. Kesinlikle Biz, insana anne babasına iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Yapılanlar;
      Annesi tarafından güçlükle taşındı, güçlükle doğurdu. Çocuk anne karnında taşınır,
      Fiilen sütten kesilmesiyle 30 ay sürer. Daha sonra insan gücünü kuvvetini bulur.

      Ancak kırk yaşına girince "Ya Rabbi!"der." Bana, anneme, babama verdin ihsanlar,
      Hakkıyla sana şükür yoluna beni sevket. Senin razı olacağın makbul güzel işler,
      Kıymeti olan şeylere yönelt. Bana salih dine bağlı makbul nesil nasibini ver.
      Ancak senin kapına döndüm Rabbim!, Ben sana teslim olanlardanım. (Kabul buyur!)
16. Fiilen yapılanlar işte bunlar: Yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, Bu kimseler

      (Arasıra) kötülük  işlerler, bunları da görmezden geliriz. Bu husus cennet halkları içindir.
      Halleriyle yapılan bunlar; Onların kendilerine vaadedilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
17. (Kendisi uyarılan) kimse anne babasına: " Öf  size, benden önce nice nesil gelip gittiler,
      (Ahiretle) beni (diriltilip) çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?"dedi. Valideynler
      Fazlasıyla Allaha sığınarak "Yazık sana!.İman et! Şüphesiz Allah'ın va'di haktır".

      Ama o: " Bu anlattıklarınız geçmişlerin masallarından başka bir şey değildir" der.
18. Haklarında azap hükmü kesinleşmiş kimseler, işte onlardır ki; Geçmiş topluluklar,
      Kendilerinden önce insanlardan ve cinler içindedir. Çünkü onlar hüsrana uğramışlardır.
19. Allah yapılan işlerin karşılığını tam tanıma ödeyecektir. Herkesin dereceleri vardır,
      Fiilen yaptıkları işlere göre. Onlar kesinlikle haksızlığa maruz kalmayacaklardır.

20. Ateşin karşısına tutulurken kafirler, gün gelir şöyle denilir: "Zevklerinizi aldınız sizler
      Hayat-ı dünyada kullanıp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz.Artık bugün sizler için vardır;
      Kıyasıya tasladığınız büyüklük, dinden çıkıp fasıklık etmeniz sebebiyle hor ve hakir
      Alçaklık eden bir azap ile cezalandırılacaksınız. Dünyada zevke karşılık cezalar vardır.
21. Farkındalık için Âd kavminin kardeşleri Hûd'u hatırla. O Ahkaf'da halkını uyarmıştır.

      Açıkçası ondan önce de, sonra da, birçok uyarıcı peygamberler zaten gelip geçmiştir.
      "Hak olan yalnızca Allah'a ibadet edin. Doğrusu sizin başınıza gelecekten endişeleniyorum
       Kesinlikle bu, sizin başınıza gelecek müthiş bir günün şiddetli azabın endişesidir." demiştir.
22. Ancak onlar: "Sen bizi tanrılarımızdan  vazgeçirmek için mi geldin!"Haydi tutarlı isen eğer
       Fecaatin geleceğini bildirerek tehdit ettiğin o şiddetli azabı başımıza getir bakalım." dediler

23. "Azabın vakti hakındaki kesin bilgi Rabbimin nezdindedir. Ben sadece duyuruyorum,
       Hakikat bilgisi sadece bana gönderilen mesajdır.Lakin sizi cahilce görüyorum" demiştir.
24. Kendilerine doğru o an onu (azabı) gördüklerinde " Bu bize yağmur getiren buluttur" dediler
      Ancak, hayır, o kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda şiddetli bir azap vardır
25. Feci bir şekilde Rabbinin emriyle yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka şeyler,

      Artık görünmez duruma düşer. İşte biz, böyle cezalandırırız, Onlar günaha batan toplumdur
26. Hakikaten, Biz onlara, size vermediğimiz imkanlar vermiştik. Gözler, gönüller, hoşluklar
      Kulaklar lütfetmiştik kendilerine. Fakat ne kulakları ne gözleri ne de gönülleri onlar,
      Adına hiç bir fayda vermedi. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini bile bile, inatla inkar edip,
      Fıska düşüyorlardı. Neticede alayladıkları o azap kendilerini her taraftan salıverilmiştir.

27. Açıkça çevrenizde olan birçok şehirleri yerle bir ettik yanlış yoldan dönsünler diyedir.
      Hakikat olan ayetlerimizi farklı üsluplarla tekrar tekrar açıkladık! Her şey artık açıktır.
28. Kendilerine Allah nezdinde yakınlık sağlasınlar diye, Allah'tan başka edindikleri tanrılar
      Açıkça o müşrikleri kurtarsaydı ya! Aksine onlar, ortalıktan kaybolup bunları terk ettiler
      Fısk ile sapıtmaları, uydurup durdukları iftiraların neticesi işte bundan ibarettir

29. Ansızın bir vakit cinlerden bir takımını Kur'an dinlemeleri için sana göndermişizdir.
      Hani Kur'an'ı duyup dinleyecek yere gelince birbirlerine " Susun, dinleyin!" dediler
      Kendi toplumlarına, okuma tamamlanıp bittikten sonra, birer uyarıcı olarak döndüler
30. Aşikarane (cinler) dediler: "Ey kavmimiz! Şüphesiz, Musa'dan sonra gönderilen kitaplar var
      Fasılasız doğrulayıcı olarak onları dinlemişizdir; hakka ve doğru yola yöneltip iletmektedir.

31. Allah'a çağırana icabet edin Ey milletimiz (cinler). O'na iman edin:kendinize ait günahlar
      Hepsi birden sizin için mağfiret bulunsun. ( Öteki dünyada) sizi acıklı azaptan koruyacaktır.
32. Kim Allah'a davet edene icabet etmezse, artık o Allah'ın cezasından asla kurtulamayacaktır.
      Allah'tan başka hiçbir hami ve dost bulamaz. Onlar besbelli, apaçık sapıklık içindedirler.
33. Fehmetmeleri çok mu zor, görmüyorlar mı ki;gökleri ve yeri yaratan, yarattıktan sonra hiçbir,

      Ağırlık, yorgunluk çekmeyen Allah, ölüleri diriltmeye de kadirdir. Evet O, her şeye  kadirdir.
34. Hak olan gün gelecek, Kafirler cehennem ateşine sunulacaklar. İşte o zaman şöyle denir,
      Kendilerine: "Nasıl, bu ateş doğru değil miymiş?" diye sorulunca: "Evet Rabbimiz haktır.
      Apaçık gerçektir!" deiyecekler. Allah:"İnkar ettiğiniz azabı haydi tadın bakalım!" diyecektir.
35. Fevkalade üstün ve azim sahibi peygamberler nasıl sabrettilerse, o halde sen de sabır
      Ailesinden ol! Onlar hakkında azap gelmesi için acele etme' Tehdit edildikleri azaplar
      Hakkıyla kendileri gördükleri gün, dünyada gündüzü, sadece bir saatten ibaret görürler,
      Kaldıkları zaman dilimi, dünya için bir saatten fazla olmadığını düşüneceklerdir.
      Açıkçası bu kendileri için önemli bir duyurudur. Sözün kısası: "Allah'ın yolundan çıkanlar
      Felah bulmaz. Allah'ın yolundan çıkmış güruhtan başkası helak edilmez" Bu böyledir.

16 Mayıs 2017 Salı

Muhammed

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1. Münkirlerin ve Allah yolundan insanları alıkoyanların yaptıklarını Allah boşa çıkarmıştır
2. Ubudiyet için iman edip salih amel işleyen, Muhammed'e indirilen ki; o Rab'lerinden haktır
3. Hakikat işte böyle; Şüphesiz, inkar edenler batıla uymuşlardır; ve şüphesiz İman edenler
    Ancak Rab'lerinden olan hakka uymuşlardır. Allah insanlara kendi örneklerini gösteriyor
4. Muharebede inkarcılarla karşı karşıya geldiğinizde hemen boyunlarını vurun sizler
    Muzaffer olunca da sonunda, (esir) bağını sıkı tutun, onları esir alın. Sonra da ister
    Esirleri karşılıksız isterseniz fide karşılığı alarak bırakırsınız. Allah intikamınızı alır,
    Dilerse, onları cezalandırır. Durum budur. Fakat O, sizi denemek için savaş emrediyor

    Muharebe sizlerin birbirinizle denenmesi içindir. Öyle ki; Allah yolunda öldürülenler
    Ulaşacakları yola varır. Kesin olarak Allah onların emellerini boşa çıkarmayacaktır.
5.-6. Hallerini düzelten Allah, onları doğru yola iletir. Kendilerine tanıttığı cennetine alır
7. Allah'ın dinine destek olursanız Ey müminler. O da sizin ayaklarınızı sabit tutar ve destekler
8. Münkirlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarır
9. (Münkirlerin) işi böyledir. Zira Allah'ın indirdiği buyrukları onlar beğenmediler
    Eh tabii ki; Allah'da onların yaptığı bütün iyi ve güzel işlerini boşa çıkartmıştır.
10. Dünyada onlar hiç dolaşmadılar mı ki;daha önceki nesillerin akıbetlerine baksınlar

      Muhakkak Allah onları yerle bir etti. Benzer işleri yapan kafirleri de aynı akıbet bekler
11. Umumen bu böyledir. Çünkü müminlerin yardımcısı Allah'dır. Kafirlerin yardımcıları yoktur
12. Hakkıyla Allah'a iman edip makbul ve iyi işler yapanları cennetlere yerleştirecektir
      Altından ırmaklar akan cennettir.Kafirler ise zevklerini dünyada yaşamak isterler
      Mahlukatlardan hayvanlar gibi yerler içereler. İşte onların kalacakları barınak ateştir.
13. Mekke şehri'nin seni süren halkından daha kuvvetli nice şehirlerin haklı vardı bir zamanlar,
      Eh işte Biz, onları imha ettik ve kendilerine yardım edecek hiç bir kimse de çıkmamıştır.
14. Delillerin apaçığına, Rab'bi tarafından tabi olanlar, Heva ve hevesinin peşinden gidenler,

      Marifeti kendisine süslü püslü şekilde süslenip peşinden giden kimseler gibi mi olur ?
15. Ubudiyette olup Allah'a karşı gelmekten sakınanlara vaat edilen cennetin durumu şudur:
      Has şekilde olup bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları oradadır.
      Ayrıca içerken lezzet verici şarap ırmakları ve dahi süzme bal ırmakları da vardır
      Mağfiret Rab'leri tarafından olmak üzere her türlü meyveler orada bulunmaktadır.
      Mümkün olur mu hiç? Bu nimetlere erişenlerle, ateşte devamlı kalıp duranlar,
      (Ebedi halde) kendilerine kaynar sulardan içirilip bağırsakları lime lime olan kimseler.
16. Dinlemeye gelenler vardır onlardan, Fakat ne zaman ki senin yanından çıkarlar,

      Meseleleri can kulağıyla dinleyip öğrenenlere " Sahi, az önce o, neler söyledi? derler.
      Umursamayanların, Allah kalplerini mühürlemiştir. Onlar da hevalarına uymuşlardır.
17. Hidayeti kabul edenleri ise Allah hidayete yakinlerini artırır. Kendilerine takva verir
18. Ansızın kıyametin kendilerine gelmesini mi gözlüyorlar? Zaten alametleri gelmiştir.
      Maalesef kıyamet vakti gelip çattıktan sonra, artık onların ibret almaları neye yarar
19. Mümin erkek ve mümin kadınların günahı için Allah'tan af dile.Allah'tan başka ilah yoktur.
      Ehemmiyetli bu gerçeği hiç unutma!. Allah dolaştığınız bu yeri ve varacağınız yeri de iyi bilir
20. Derler ki iman edenler: "Keşke savaş hakkında bir sure indirilseydi." Fakat onlar,

      Muharebe geçen muhkem bir sure indirildiği zaman, kalplerinde hastalık olanlar,
      üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kişilerin baktığı gibi bakarlar. Onlara yakışan budur.
21. Hayırlı olan şey onlar için; İtaat etmek ve tatlı söz söylemektir. Fakat, iş ciddi olur,
      Artık gerçekleşirse, Allah'a verdikleri sözde durmaları elbetteki çok daha hayırlıdır.
22. Muhtemel ki yapacaklarınız şudur Ey münafıklar! Sizler işbaşına geçecek olursanız eğer,
      Memlekette fesat çıkaracak, akrabalık bağlarını parçalayacaksınız. Öyle değil midir?
23. Eh işte bunlar Allah'ın lanet edip, kulaklarını sağırlaştırdığı, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
24. Düşünmüyorlar mı Kur'an'ı? yoksa bir takım kalpler üzerinde onların kilitler mi vurulmuştur?

25. Muhakkak ki; kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin deriye dönenler,
      Umumiyetle şeytan tarafından küfre kışkırtılmış ve onları uzun emellere kaptırmıştır.
26. Hakikat, işte böyle. Gerçekten onlar, Allah'ın indirdiğini çirkin karşılayanlara derler:
      "Ancak bazı işlerde itaat edeceğiz" Oysa Allah, sakladıkları her şeyi (sırları) biliyor
27. Melekler yüzlerine ve sırtlarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacaktır?
28. Muhakkak ki böyle işte; Çünkü onlar Allah'ın gazabına sebep olan şeyin peşine düştüler.
      Esasında onu razı edecek şeyleri ise beğenmediler. Böylece Allah işlerini boşa çıkarmıştır.
29. Dahası, kalplerinde hastalık olanlar, Allah'ın kinlerini hiç ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?

30. Müsade edip dileseydik onları tek tek gösterirdik. Hatta sen onları ifadelerinden bilir,
      Ulu orta çıkardıkları ses tonlarından kesinlikle tanırsın. Allah bütün işlerinizi bilir.
31. Hakikaten sizi imtihan edeceğiz, ta ki; içinizde mücahede eden, sebat ve sabır,
      Açıklayıp gösterenleri, ortaya çıkaracak ve gösterdiğinizi yararlılıkları, imtihanlar
      Meydanlarında örnek olarak göstereceğiz. Böylece insanlar birbirinden ayrılacaktır.
32. Mümkirlik edip kendileri, insanları Allah yolundan çevirenler kendilerine iyice doğru yollar
      Esaslı şekilde belli olduktan sonra bile, (Allah'ın) Peygamberinin karşısına çıkarlar
      (Dine, Allah'ın peygamberine) asla zarar veremezler. Allah onların işlerini heder edecektir.

33. Müminler! Ey İman edenler! Allah'a ve Resulüne itaat edin de emeklerinizi boşa çıkarmayın
34. Umumen inkar eden, insanları Allah yolundan çevirip sonra ölenleri Allah Affetmeyecektir.
35. Hakim olup üstünken barışa çağırmayın. Allah sizinledir. O amellerinizi asla zayi etmeyecektir.
36. Ancak dünya hayatı, oyun ve eğlencedir. İman eder sakınırsanız, malınızı istemez, ecrinizi verir,
37. Mallarınızı sizden tümünü isteyip zorlasaydı, cimrilik eder, kinlerinizi ortaya çıkarmış olur
38. Mallarınızla, işte sizler Allah yolunda onları harcamaya davet ediliyorsunuz. Cimriler
      Esasında kendilerine cimrilik eder. Ama içinizden bazıları cimrilik ediyor. Müstağni Allah'dır
      Daima siz muhtaçsınız. Şayet yüz çevirirseniz, Başka bir kavim getirir, Onlar benzeriniz değildir.



14 Mayıs 2017 Pazar

Fetih

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1. Fethi sana ihsan ettik şüphesiz ki. Bu öyle ki; apaçık bir fetihtir.
2. Eh işte böylece Allah geçmiş gelecek günahlarını bağışlar
    Tamamlar sana olan nimetlerini ve seni dosdoğru yola iletir.
3. İşte böyle devamla da seni şanlı olan bir zaferle yardım eder
4. Huzur ve güvenin müminlerin kalbinde artsın diye indiren O'dur,

    Fevkalade ordular gökte ve yerde O'nundur. Allah Alimdir Hakimdir.
5. Esasında mümin erkekleri ve kadınları altından ırmaklar akan yer,
    Tamamıyla ebedi kalacakları cennetlere sokması, var olan kötülükler
     İşlenen günahlarını örtmesi içindir. Bu Allah katında bir başarıdır.
6. Hani bir de kötü zanda bulunan münafık erkekler ve münafık kadınlar,

    (Fesatlıklarıyla) müşrik erkek ve müşrik kadınları cezalandırması içindir.
    Eninde sonunda kötülük başlarına dönsün! Allah onlara gazap etmiştir.
    Tam onlar için cehennemi hazırlamıştır. Lanetlenmiştir. Orası ne kötü yerdir
7. İşte göklerin ve yeryüzünün orduları Allah'ındır. Allah, Azizdir. Hakimdir.
8. Hakikaten biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak göndermişizdir.

9. Fani olarak sizler Allah ve Resul'üne iman etmeniz, O'nu savunup destekler,
    En içten saygıyla yüceltmeler içinde bulunma ve sabah akşam, tespihiniz içindir.
10. Tâbi olup sana biat eden kimseler, gerçekte Allah'a biat etmektedirler.
       (İki) elleri üstündedir Allah'ın eli. Artık kim dönerse zarar kendi nefsinedir
       Hakkıyla kim de sözünde durursa, Allah ona pek büyük mükafat verir

11. Fırsatı kaçırıp (Hudeybiye'den) geri kalan bedeviler sana gelip şöyle derler
      "Ehlimiz ve mallarımız bizi oyaladı da katılamadık. Allah'tan af dile ne olur"
      Tam olarak aslında onlar, dilleriyle kalplerinde olmayan şeyi söylerler.
      "İsterse Allah hakkınızda bir fayda veya zarar, O'na kim karşı koyar
      Hakkında olan hükmü engelleyebilir?" de. Hayır! İş sizin iddia gibi değildir

      Farklı olan şey Allah her şeyden haberdar olduğu gibi sizin gerçek sebepler
      En iyi şekilde, katılamayışınızın gerçek sebebinden de haberdardır.
12. Takıldınız zanna sizler! Peygamber ve inananlar bir daha ailelerine dönmezler
       İlel ebet gittiler sandınız.Bu hayal gönüllerinizde allanıp pullanmıştır.
       Helaki hak edenler oldunuz, böylesine kötü zanlara düştünüz sizler.

13. Fert olarak kim Allah ve Resulüne inan etmezse, gerçekten bilsin ki onlar
      En çılgınca yanan bir ateş hazırlamışızdır. Bu ateş kafirler içindir.
14. Tamamen göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini bağışlar
      İstediğine azap eder. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
15. Hazır olmayanlar gazada, siz ganimetleri almak için gittiğiniz zamanlar

      Fırsatçılık yaparcasına onlar: " İzin verin biz de size tabi olalım" derler
      Esasında onlar Allah'ın verdiği hükmü bir şekilde değiştirmek isterler.
      Tam bu esnada de ki: "Bizimle gelemezsiniz, zira Allah böyle buyurmuştur"
      İşte bu defa da bunun üzerine: "Hayır! Siz bizi çekemiyorsunuz" derler
      Hayır, onlar, anlayışları kıt olup, hakikati pek az anlayan toplulukturlar

16. Fiilen geride kalan bedevilere de: "Yakında çağrılacaksınız sizler,
      En zorlu savaşçı bir toplulukla savaşmaya. Onlarla savaşırsanız sizler
      Teslim olup boyun eğinceye kadar. Bu sefer siz itaat ederseniz eğer
      İşte böyle olunca, Allah sizi pek de güzel şekilde ödüllendirir.
      Hayır! Daha önce yaptığınız gibi cihattan kaçıp arkanızı dönerseniz eğer

      Fevkalade acı bir azabı sizlere verir O. Bu azap çok şiddetlidir.
17. Esasında, gazaya katılmada, âmaya, topala, hastaya, sorumluluk yoktur
      Tam olarak kim Allah ve Resulüne itaat ederse, Allah onu yerleştirir
      İçinden ırmaklar akan cennetlere. Kim ki, O'na itaatten yüz çevirir
      Hayırsızlık yapıp uzaklaşırsa, onu da gayet acı şekilde cezalandırır

18. Fetih yakında bahşedilmiştir. Çünkü Allah müminlerden razı olmuştur.
      En güzel şekilde andolsun ki ağacın altında seninle biat etmişlerdir.
      Tam güven ve huzur duygusu üstlerine indirilmiş. Kalplerindeki bilinmiştir
19. İhsan edilen bir çok ganimetleri de. Allah üstündür, hüküm sahibidir.
20. Hemencecik vereceği bir çok ganimetleri vaadetmiş ve bunu hızlandırmıştır

      Farklı insanların ellerini sizden çekti, Bu müminler için ibret olsun diyedir
      En sonunda sizi dosdoğru olan hak yola yöneltsin. (İşte hakikat böyledir).
21. Tam olarak daha güç yetiremeyip elde edemediğiniz nice nimetler var
       İşte gerçekten Allah onları kuşatmıştır. Allah her şeye güç yetirendir.
22. Hak yolda, kafirler sizinle savaşmış olsalardı, Arkalarını dönüp kaçar,

      Fayda sağlayacak kimseyi bir daha bulmazlardı, Öylece kalırlar.
23. Eh bu Allah'ın öteden beri var olup, süre giden değişmeyen sünnetidir.
      Temel itibariyle Allah'ın sünnetinde hiç bir değişiklik bulunmamaktadır
24. İşte sizi muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içindekilerin ellerini sizden çekendir
      Hem de sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah yaptıklarınızı görendir.

25. Fısk ile inkar edenler. Sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi engellediler
      (Elinizde) bekleyen kurbanlıkların yerlerine ulaşmasını da men ettiler
      Tanımadığınız mümin erkek ve mümin kadınları bilmeyerek çiğnenebilir
      İhtimaliyle  üzüntüye kapılmanız olmasaydı. Allah savaşı önlemezdi
      Haliyle Allah dilediği kimselere rahmet etmek için böyle yapmıştır.

      Farkla ayrışmış olsalardı onlar eğer, elemli bir azaba çarptırılırdı münkirler
26. Evvelce o zaman, kalplerine, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi inkar edenler,
      Tam da o zaman Allah da elçisine ve müminlere sükunet ve güven indirmiştir
       İşte o vakit onların takva sözünü tutmalarını sağlamıştır. Zaten onlar
       Hakkıyla buna layık ehil kimselerdi. Allah her şeyi hakkıyla bilendir

27. Fevkalade doğru çıkarmıştır Allah, Resulünün rüyasını. O gerçekleşmiştir.
      Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde gireceksinizdir.
      Traş edilmiş saçlarınızla, kiminiz de kısaltmış olarak korkusuzca gireceksinizdir.
      İşte Allah sizin bilmediğinizi bildi ve önceden size yakın bir fetih nasip etmiştir.
28. Hak dini hidayetle, bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini gönderen O'dur

      Fevkalade bir dini Resulüyle üstün olarak göndermiştir. Şahit olarak Allah yeter.
29. Elçisidir Muhammed Allah'ın. Onun beraberindeki müminler şiddetlidirler
      Tekfir edenlere karşı, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rüku edenler,
       (İbadet edenler,) secde edenler olarak görürsün. Onlar Allah'dan bir fazl isterler
       Hoşnutluk arayıp isterler. Belirtileri secde izinden dolayı yüzlerindedir

       Filizini çıkaran ekin misalidir sanki, derken onu kuvvetlendirmiş sonra kalınlaşmıştır.
       En sonunda sapları üzerine doğrulup boy atmış, ekenlerin hoşuna gider.
       Tevrat'taki ve İncil'deki vasıfları bunlardır. Bu kafirleri öfkelendirmek içindir
       İçlerinde iman edip sahil amellerde bulunanlara, Allah bir mağfiret vaat etmiştir.
       Hakkıyla iman edip, salih amel işleyenlere mağfiret ve büyük mükafat vaat etmiştir.

13 Mayıs 2017 Cumartesi

Hucurat



Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlanır.

1. Hey iman edenler, Allah'ın ve Resul'ünün önüne geçmeyin. Allah işitendir.
    Unutmayın hiç bir zaman, Allah'dan korkun.  Allah her söylediğinizi bilendir
2. Çağırıp bağırma gibi Nebi'nin sesinden daha fazla ses yükseltmeyin, Ey Müminler
    Ulu orta aranızda konuştuğunuz gibi olmasın. Fark etmeksizin emekleriniz hiçe gider
3. Rikkatli şekilde Nebi'nin huzurunda sesini ayarlayanlar var ya; İşte onlar başarmıştır
    Allah, içindeki takvayı ortaya çıkarmak için elbette onların kalplerini sınamıştır.
    Tam işte onlar için yaptıklarından ötürü mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.

4. Hani sana evinin dışından seslenenlerin ise ekserisi düşüncesiz, makul olmayanlardır
5. Uğraşacaklarına bekleselerdi daha iyi olurdu, Sen onların yanına çıkıncaya kadar
    (Cenab-ı Allah) bununla beraber Gafurdur, bağışlayıcıdır. Rahimdir, merhametlidir.
6. Ulaşırsa size fasıktan bir haber, o haberi iyice tahkik edin, Ey iman edenler!
    Risktir bu! Gerçeği bilmeyerek, birilerine fenalık edersiniz sonra da yapılanlar,
    Akıbet itibariyle pişmanlığınız olur. Haberleri araştırın, pişmanlık olmasın yapılanlar
7. Tam düşünün bilin ki; Allah Resulü sizin içinizdedir. O size uysaydı eğer,

    Herhalde sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size inancı sevdirdi. Sizin gönüller,
    Usulünce, güzelce çekici hale getirildi. İnkarı, fıskı ve isyanı çirkin göstermiştir
    (Cenab-ı Allah) tarafından işte onlar güzel işlerle doğru yolu bulanlardır
8. Ulu Allah'dan bir lütuf bir nimet olarak, Allah bilendir, hüküm sahibidir.
9. Restleşip birbirleriyle çarpışacak olurlarsa, müminlerden iki topluluk eğer
    Aralarını bulun! Buna rağmen biri diğerine saldırmaya devam ederse eğer
    Ta ki; Allah'ın emrine dönünceye kadar sizde onlarla vuruşun. Ne zaman dönerler,

    Hakkaniyetle aralarını düzeltin o zaman. Hep adil olun. Allah adilleri sever
10. Uyum içinde kardeştir müminler. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz sizler
      Can-ı gönülden Allah'dan sakının ve korkun ki; merhamet edilesiniz sizler
11. Ulu orta alay etmesin sizden bir topluluk bir başka toplulukla, Ey müminler!
      Rahatsızlık verilen öbüründen daha hayırlı olabilir. Alay etmesin kadınlar,
      Alay edilenler belki alay edenlerden daha hayırlıdır. Takmayın kötü lakaplar
      Tahakküm ederek karalamayın birbirinizi. İman ettikten sonra ne kötü şeydir,

      Hakkında fasık damgası yemesi. Kim tövbe etmezse, işte onlar tam zalimlerdir.
12. Uydurulmuş zandan çok sakının Ey iman edenler. Zannın bir kısmı günahtır.
      Cazip gelse de birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Edilmesin gıybetler
      Uydurulan gıybetle çekiştirmeyi kiminiz, kiminize yapmasın. Sizden kim sever?
      (Rahatsız edici şekliyle) ölü kardeşinin etini yemeyi? Tiksindirici değil midir?
       Allah'dan korkup sakının. Muhakkak Allah tövbeleri kabul eden esirgeyendir.
13. Tek tek, sizi bir erkek bir dişiden yarattık şüphesiz, Ey İnsanlar. Böylesiniz sizler.

      Halklara ve kabilelere ayırdık ta ki tanışasınız diye. Şüphesiz ki sizin için kerimler;
      Üstün olanlarınız Allah katında; (ırk renk, soy servet değil) en takvalı olanınızdır.
      Cenab-ı Allah şüphesiz ki her şeyi bilendir. her şeyden en çok haberdar olandır.
14. (Umarak ganimetten) bedeviler bir iman ettik dediler. De ki: "Siz iman etmemişsinizdir.
      Rabıtamız islamdır, size inkıyad ettik deyin. Zira iman henüz kalbinize girmiş değildir.
      Allah ve Resulüne itaatte iseniz eğer, ameliniz eksilmez. Allah çok acıyandır. bağışlayandır
15. Tam inanalar öyle kimseler ki; Allah ve Resulüne imandan sonra şüpheye düşmezler

      Hakkını vererek Allah yolunda  mallarıyla canlarıyla cihat ettiler. İşte onlar sadıklardır.
16. "Ulu Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz?" de. Allah göklerde ve yerlerde ne varsa bilir.
      Cenab-ı Allah her şeyi bilendir. O'na bildirilecek yada öğretilecek hiç bir şey yoktur.
17. Ulaştıkları imanı, islam'a girmelerini sana minnet ediyorlar. Onlara de ki: " Sizler,
      (Rıza-ı ilahiyi) Müslümanlığınızı bana minnet etmeyin. Asıl sizi imana yönelten Allah'dır
      Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru söylüyorsanız, böyle kabullenmeniz gerekir
18. Tam hakkıyla göklerin ve yerin gaybını Allah bilir.Şüphesiz ki Allah her şeyi görür. Bilir.

11 Mayıs 2017 Perşembe

Kaf



Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlayın


1.-2-.Kaf, Şerefli kur'an'a yemin olsun. Bir uyarıcının gelmesine şaştılar.
        Aralarındandı O, ve kafirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir"
3.     Fani ölüp, toprak olduktan sonra mı diriltileceğiz? Bu uzak iddiadır

4.     Kesinlikle toprağın onlardan neyi eksilttiği biliriz, Bizde kitap vardır,
        Arzın eksilttiği şeyleri bilmemizi sağlayan bilgileri koruyan bir kitaptır.
5.     Fakat hayır! Hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi şaşkındırlar.

6.     Kapsayıcı üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Biz onu nasıl inşa etmişizdir.
        Aynı zamanda nasıl da süsledik. Onda hiç bir delik ve yırtık da yoktur
7.     Ferahlıca yeri yayıp döşedik. Sarsılmaz dağlar yerleştirdik.Nice bitkiler,

        Ki; göz alıcı,gönül açıcı her çiftten bitirdik. (Her taraf güzelleşmiştir.)
8.     Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek içindir.
9.     Fazla fazla su indirdik gökten. Onunla bahçelerde biçilecektir daneler

10.-11. Kullara rızık için salkımlı tomurcuklu uzun hurma ağaçları verilmiştir.
            Ancak yeniden çıkış böyledir. Öyle ki; su ile ölü toprağa can vermişizdir.
12.       Fani olan Nuh kavmi, Res haklı, Semud da onlardan önce yalanlamıştır

13.      Kavm-i Ad ve Firavun ile Lut'un kardeşleri de aynen yalanladılar.
14.      Ashab-ı Eyke ve Kacm-i Tübba da. Resül'ü yalanladı ve Tehdidi hak ettiler
15.      Fark nedir ki? İlk yaratmada aciz miydik. Yeniden yaratmada kuşkudadırlar

16.      Kasem olsun ki; Biz insanı yarattık. Biliriz nefsinin ona ne fısıldamaktadır.
           Andolsun ki biz insana şah damarından daha yakınız. (Böyle bilinmelidir.)
17.      Fiili olarak onun sağında ve solunda iki melek yaptıklarını yazmaktadır

18.      Kat'i olarak her ne söz çıkarsa kendinden hemen yanında yazmaya hazırdır.
19.      Açıkca Ölüm sarhoşluğu gelip çattığında, kaçıp durduğun şey budur denir.
20.     ( Fasıl gelip de) Sur'a üfürülmüştür. İşte bu tehdidin (gerçekleştiği) gündür.

21.      Kalkan, her bir nefis yanında bir sürücü ve bir şahit ile beraber gelmiştir.
22.      Andolsun ki; gaflet içindeydin, Perdeni açtık. Artık Gözün keskindir.
23.      (Fazıl) beraberindeki melek der ki;"İşte şu yanımdaki hazırdır."

24.      Küfürde inatçı nankörü atın cehenneme Siz ikiniz (meleklere) der.
25.      (Açıkça) hayırlı şeylere engel olan saldırgan şüpheci zalimi (der)
26.      Fakat o Allah'la beraber başka ilah edindi. Artık onu  ikiniz beraber

           Kuvvetli, oldukça şiddetli çetin bir azaba atın. (Orası onun yeridir.)
27.      Arkadaşı dedi ki: " Rabbimiz onu ben azdırmadım o zaman sapıklık içindedir"
28.      (Fakat) Allah: "Benim huzurumda çekişmeyin, Daha önce sizi uyarmıştım" der

29.      Kesinlikle huzurumda söz değişmez ve Ben asla kullara zulmedici değilimdir.
30.      Ancak o gün cehenneme "Doldun mu" deriz. O da " Daha var mı " der.
31.      (Firdevs) cennet de takva sahiplerine yaklaştırılır. Uzakta olmayacaktır.

32.       Korursanız Allah'ın  hükümlerini daima, işte bu size vadolunandır.
33.       Allah'a yönelen kalple gelen, görmediği halde Rahman'dan korkan kişi içindir.
34.       Ferahlıkla, selametle oraya girin. İşte bu Ebedi yaşamanın başladığı gündür.

35.      Katımızda daha fazlası olmak üzere orada diledikleri her şey vardır
36.      Açıkça nice nesilleri helak ettik kendilerinden önce. Onlar çok güçlüydüler
           Farklı şehirleri yönetmek için delik deşik etmişlerdi, Kurtuluş mu var?

37.      Kesinlikle, aklı olanlara, hazır bulunup kulak verenler için öğüt vardır.
38.      Andolsun ki; gökleri ve yeri altı günde yarattık.Hiç bir yorgunluk olmamıştır
39.      Fert olarak onlar ne söylerse dediklerine karşılık sabret. Güneşin doğar ve batar

          (Karanlıkta) doğma öncesi ve batma sonrasında Rabbini hamd ile tesbih et.
40.      Ardısıra secdelerin ve dahi gecenin bir bölümünde o'nu tesbih et, Zikret.
41.     (Fısıltı ile dahi olsa) seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak kabart

42.     Kesinlikle insanlar bu sesi işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür.
43.     (Allah): "Şüphesiz Biz diriltir ve öldürürüz, Dönüş de ancak bizedir."
44.     Fil hakika; o gün yer yarılır, onların üzerine hızlıca yarılıp açılır.

         Kolay olan bir haşirdir bu bize. Yer yarılır, yarılır da her taraf açılır.
45.    Açıktır ki; biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Onlar için zorlayıcı değilsindir.
         Fakat tehdidimden korkup sakınan kimselere sen Kur'an ile öğüt ver.

9 Mayıs 2017 Salı

Zariyat



Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlayın

1.-2.     Zıplayıp tozutan rüzgara, Yağmur yükleyen bulutlara andolsun
3.-4.     Akıp gidenlere, taksim edip paylaştıran (meleklere) andolsun
5.-6.     Rücu, vad edilen diriliş gelecek, Mutlaka karşılığı olur amelin
7.-8.     İşte siz çelişkidesiniz, Dengeli yollar ve yörüngeli gök hakkı için
9.         Yani ancak; aklı çarpılmış kişi çevrilip vazgeçirilir  bu davetten
10.-11. Ahmaklık içinde şuursuzca davranan koyu yalancılara lanet olsun
12.-13. Tembelce sorarlar "Ceza günü ne zaman?" O gün onlardır ateşte yanan

14.        Zaten istediğiniz azabınızı tadın! Çabucak gelmesini istediğiniz şeydir.
15.        Ancak müttaki olanlar, şüphesiz ki; cennetlerde ve pınarlardadırlar
16.        Rablerinin verdiklerini almaktadır. Çünkü dünyada iyi davrananlardır
17.-18. İstiğfar ederlerdi seher vakitleri, geceleri de az uyuyanlardı onlar.
19.       Yoksulların hakkını, mal isteyenlerin isteğini ayıranlardı onlar
20.       Ayetler yeryüzünde kesin bir bilgiye inanacak olanlar için vardır.
21.       Tam da kendi nefislerinizde de, yüne de görmüyor musunuz sizler?

22.       Zaten gökte rızıklarınız vardır, size va'dolunmakta olan da odur.
23.       Andolsun ki; yerin ve göğün Rab'bin va'di, konuştuklarınız gibi gerçektir
24        (Resul'üm) İbrahim'in ağırlanan misafirlerinden, sana geldi mi haber?
25.       İşte geldiğinde "Selam" deyince, O da " Selam, yabancı topluluk" demiştir.
26.-27."Yemez misiniz?" dedi, onlara hissetirmeden ailesine gidip semiz buzağı getirmiştir
28.       Ancak içine bir korku düştü."Korkma" dediler. ve ona alim bir oğlan müjdelediler
29.       Tam bu sırada karısı çığlıkla, eliyle yüzüne vurarak "Kısır-yaşlı mı" demiştir.

30.       Zevkle " Evet Rabbin böyle buyurdu"dediler Muhakkak O Hakimdir, Alimdir.
31.       "Açıkçası sizin sebep-i ziyaretinizi öğrenebilir miyim ey elçiler?" demiştir.
32.       "(Rabbimiz tarafından) Günahkar bir kavme gönderildik doğrusu" dediler
33.       İşte onların üzerine balçıktan taşlar yağdıralım diye gönderilmişizdir
34.       Yakin ki; bu taşlar Rabbin katında ölçüyü aşanlar için işaretlenmiştir.
35.       Ancak mü'minlerden orada kim varsa bu arada oradan çıkarmışızdır.
36.       Tetkikimizde müslüman olarak bir evden başkasını da bulamamışızdır.

37.        Zevali acı bir azaptan korkanlar için orada bir alamet bırakmışızdır.
38.        Açık bir delille Musa'yı Firavun'a göndermiştik. O''nda ibret vardır.
39.        Rücu edip yüz çevirdi bütünüyle ve dedi "Bu ya büyücü yada delidir"
40.        İşte biz de onu ve ordularını denize attık. O yapıyordu kınanacak işler.
41.        Yellerin estiği Ad (kavm)'ine de köklerini kesen bir rüzgar gönderilmiştir
42.        Alıp götürüyordu her şeyi  üzerinden geçtiğinin hepsini şeyi kül çevirmiştir.
43.        Tadın hayatı bakalım bir süre" denmişti Semud kavmine. Onda da var ibretler

44.        Zevklenip Rab'nin emrinden uzaklaşınca, müthiş bir yıldırım çarpıvermiştir.
45.        Anında çöke kaldılar, ne doğruldular ne de bir yardım alabilmişlerdir.
46.        Rab'bin yolundan çıkmış olan Nuh halkını da daha önce helak etmişizdir.
47.        İşte göğü büyük kudretle biz sapasağlam inşa ettik. Onu genişleten de bizizdir.
48.        Yeri de biz döşeyip yaydık. Onu ne pek de güzel düzenleyen bizizdir.
49.        Artık düşünür ibret alırsınız ki; Biz her şeyi iki çift yaratmışızdır.
50.        Tam da bu arada Allah'a doğru kaçın, Ben sizi apaçık uyarmaktayımdır.

51.         Zinhar Allah'a şirk gibi başka ilah uydurmayın. Gerçekten sizi uyarırım
52.         Aynen böyle.. Senin hemşehrilerinden önceki ümmetlere gelen elçim
              Resul gelince de onun muhatapları da büyücü veya deli dediler
53.         İşte bunu birbirine tavsiye mi ettiler. Hayır, onlar azgın kavimdir
54.         Yüz çevir artık o halde sen onlardan. Sen kınanacak değilsindir
55.         Ama sen yine de Mü'minlere öğüt ver. Doğrusu onlara yarar sağlar.
56.         Tamamıyla cinleri ve insanları yarattım ki; sadece bana ibadet etsinler

57.         Zaten ben onlardan ne beni doyurmalarını ne de bir rızık istiyorumdur
58.         Allah'dır şüphesiz rızkı veren. O, Metin, kuvvet sahibi olan Allah'dır.
59.         Referansı olan önceki zalimler gibi şimdikilerin de muhakkak payı vardır
              İşte onlarda azaptan pay alacaklardır. Hiç aceleye gerek yoktur
              Yakında nasıl olsa onlarda elin olan bir azaba kavuşacaklardır
60.         Ama tehdit olundukları o gün geldiği zaman epey çekeceklerdir.
              Tam o gün çekeceklerinden dolayı vay hallerine! Onlar ne olur!

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Tur

Her yapılan işe Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla  başlayın

1.-2.-3.-4.Tur'a o dağa, İnce deri üzerine yazılmış kitaba, Beyt'i Ma'mur'a, Andolsun!
5.-6.         Up uzun yüksek tavan gök kubbeye, Ağzına kadar dolu okyanusa Andolsun!
7.-8.         Rabbin cezası mutlaka vuku bulacaktır. Hiç bir kuvvet yoktur onu önleyen.

9.-10.       Tam o gün gelecek, gök şiddetle karışacak. Dağlar sur'atle yürüyecektir.
11.            Uf olsun o gün hakkı yalanlayıp peygambere yalancı diyenlere eyvahlar!
12.            Rahattırlar kendi hallerinde onlar, daldıkları batıl içinde oynayıp dururlar

13.-14.     Takvim gelince Onlar cehenneme şiddetle itilir, İşte yalanladığınız ateş denir
15.            Uzanıp bakın bakalım bu da mı sihir. yoksa siz mi görmüyormuşsunuz? (denir)
16.            Rabtınız orası girin oraya! ister dayanın ister dayanmayın, artık hepsi bir!

                 Tam olarak geçmişte ne yaptıysanız onun karşılığını bulacağınız yerdir.
17.            Unutulmasın ki; Muttaki olanlar ise her daim cennetlerde nimet içindedirler
18.            Rab'lerinin verdikleriyle sefa sürerler. Onları yakıcı ateş azabından korumuştur

19.-20.     Tavsiye olarak onlara denir: " Yaptıklarınızın karşılığı olarak dizili koltuklar var
                 Uzanın afiyetle yeyiniz, içiniz." Onları iri - ceylan gözlü hurilerle evlendirilirler
21.            Rab'e iman edenler ve onların zürriyetleri de kendilerini imanda izleyenler;

                Tamamen zürriyetlerini onlara katıp ekledik. Amellerinden eksiltilmemiştir.
                Usulüne uygun kim ne yaptıysa; kişi kazandığına karşılık kendisi rehindir.
22.           Rağbet edip arzuladıkları meyve ve et çeşitlerinden bol bol vermişsizdir.

23.          Tartışma, saçma konuşma, ne de günah olmaz orada,  Ama kadeh de tokuştururlar
24.          Ulu orta çevrede hizmetlerine tahsis edilmiş, sedefli pırıl pırıl civanlar dolaşır
25.          Rabıtalanıp ( yönelip) bir birlerine geçmişten sorarlar sohbet etmeye başlarlar

26.         "Temele ailemiz içindeyken endişeliydik. Akibetimizin ne olacağınız düşünür,
27.         Uzülürdük, Allah bize lütufta bulundu, hücrelere kadar işleyen ateşten korumuştur"
28.         Rahimdir, Berr'dir O gerçekten, Çünkü o zaman Allah'a dua eder yalvarırdık bizler

29.         Tavsiye et sen Rab'bin nimetleriyle, Sen ne bir kahinsin ne de bir mecnunsundur.
30.         "Uğrayacak felaketi gözlüyoruz ona,   O bir şairdir" mi diyorlar yoksa onlar?
31.          Resul'um de onlara: "Gözleyin bakalım, ben de sizin feci sonunuzu beklemekteyimdir"

32.         Tam olarak akılları mı bu sözleri emrediyor, yoksa azgın bir topluluk mudurlar?
33.         Uydurdu da söyledi mi diyorlar yoksa? Hayır; aslında onlar iman etmiyorlar
34.         Razılarsa ve iddialarında tutarlılar ise hadi bakalım Kur'an gibi bir söz getirsinler

35.         Tecelli edilip yaratılmaları yaratıcısız mı? Yoksa kendi kendilerini mi yarattılar?
36.         Ufku, göğü, yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar kesin bilgiye ulaşmaya gitmezler.
37.         Rab'bin hazineleri onların mı yanında? Yoksa kainatı onlar mı yönetiyor?

38.         Tırmanacak merdivenleri mi var onunla göğe yükselip konuşulanları dinlerler,
              Uzaktan yakından dinleyenleri o zaman dinlediklerinden açık bir delil getirsinler
39.         Rağbetiniz nedir böyle yani; Kız çocukları O'nun da, erkekler sizin midir?

40.         Talep mi ettin yüksek ücret, onlar haksız borçtan dolayı büyük bir yük altındalar
41.         Umumi olmayan gizli bilgiler onların yanında mıdır? Yoksa onlar mı yazıyorlar?
42.         Resul'ü inkar edenler bir tuzak mı kurmak isterler Asıl tuzağa düşecek kendileridir.

43.         Tanrı mı edinirler, Allah'dan başka ? Allah onların şirk koştuklarından yücedir.
44.         Üstlerindeki gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulut" derler.
45.         Resulüm O halde sen onları çarpılacakları güne kavuşuncaya kadar bırak gitsinler.

46.        Tuzakları o gün kendilerine hiç bir yarar sağlamaz, onlar faydası olmayan şeylerdir.
47.        Ufukta şüphesiz ki zulmedenlere bundan başka azap da vardır. Fakat çokları bilmezler
48.        Rabbinin hükmüne sabret! Sen gözlerimizin önündesin. Kalkerken et Rabbine hamdler!

49.        Tesbih et O'nu! Yücelt O'nu, gecenin bir kısmında ve kaybolurken de yıldızlar
             Ulu Rabbinin adını tesbih et, O'nun adını yücelt. Kalktığında olsun hamdler.
             Rabbinin adını yücelt, tenzih et ve sen gecenin bir kısmını uyanık halde geçir.